Tire Kartal Dağı Platformu: Taş ocağı çalışmasının ÇED raporuna, olumsuz karar verilmesini umuyoruz

Tire Kartal Dağı Platformu Sözcüsü Aydın, Kartal Dağı’nın eteğine planlanan projenin ÇED süreci konusunda “Geçen ayın 26’sı gelen kararla kapasite artırımının 106 hektarlık bir sahayı kapsadığını öğrendik. Dosya tekrar bakanlığa gitti. Bakanlık, İzleme ve Değerlendirme Kurulu’nu toplayıp bir karar verecek” dedi.

İzmir, Tire’de Kartal Dağı etrafında Halkapınar, Mehmetler, Üzümler, Küçükkale, Büyükkale, Alaylı ve Akyurt köylerini içeren orman arazisine 6 adet taş ocağı açılmasını öngören projenin ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) sürecindeki son durumu Tire Kartal Dağı Platformu Sözcüsü Zeynel Aydın, Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı.

Aydın, çalışmanın karar süreci konusunda “Bir taş ocağı çalışması, yaklaşık bir yıl kadar önce 24.9 hektarlık bir sahada valiliğin ÇED kararı yetkisi dahilinde bir projeydi. Halkın tepkisiyle ‘ÇED gereklidir’ kararı alarak dosyayı bakanlığa sevk etti fakat geçen ayın 26’sında gelen bir son kararla halkın katılımı toplantısı çağrısıyla dosyanın kapasite artırımının çok daha büyük olduğunu ve yaklaşık olarak 106 hektarlık bir sahayı kapsadığını öğrendik. Daha önceden de yöre halkı olarak istemediğimiz için halkın bilgilendirme toplantısı protestolar nedeniyle yapılamadı. Dosya tekrar bakanlığa gitti. Bakanlık, İzleme ve Değerlendirme Kurulu’nu toplayıp bir karar verecek” açıklamasında bulundu.

‘İnsan sağlığına derin etkileri olacağını düşünüyoruz’

Köy halkının projeyi istemediğini belirten Aydın, taş ocaklarının bölge tarımına yaratabileceği olumsuz etkileri “Orada 4-5 tane köyün yakından etkileneceği bir saha, en yakın konuta 300’e 275 metrelik altı tane taş ocağı açılması söz konusudur. Burası tamamen orman alanı ayrıca ruhsat sahasının sıfır noktasında zeytinlikler var. Halkın burada geçim kaynağı zeytincilik, hayvancılık, besicilik ve tarımdır. Kartal dağ aynı zamanda bu beş köyün içme su havzası olması yanı sıra Küçük Menderes havzasının güney bölümünün de su kaynağı pozisyondadır. Dolayısıyla ortama yayılacak olan tozun zeytin üretimini ve tarım alanlarını etkileyeceğini diye düşünüyoruz. İnsan sağlığına derin etkileri olacağını düşünüyoruz. Köy halkı istemiyor” diye aktardı.

‘Burada çok önemli bir tarihi doku var’

Aydın, bölgenin tarihi açıdan önemini “Geçtiğimiz ay içerisinde bunu İzmir 1. Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tescilledi, bu dağda kültür varlıkları var. 1-3 tane değil, yüzeyine dağılmış onlarca var. Orman arazisine dağınık yerleştiği için de saha çalışması yapılması gerekiyor. Burada çok önemli bir tarihi doku var. Bu dokunun taş ocakları açılması ile beraber tahrip olacağı endişesi hakim bizde. Defalarca imza kampanyaları düzenledik. Basın açıklamaları ve toplantılar yaptık. Olumsuz karar çıkacak diye umut ediyoruz” diye vurguladı.