Rus uzman: Güvenlik Konseyi’nin gelişmekte olan ülkeleri de barındırması lazım

Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oleg Karpovich “Uzun zaman önce kurulan Birleşmiş Milletler’in sorunları var. Eğer bir daha modern bir yapıdan bahsetmek istiyorsak reform konuşmalıyız. Güvenlik Konseyi’nin gelişmekte olan ülkeleri de barındırması lazım” dedi.

AK Parti’nin iktidara gelişinin 20. yılı dolayısıyla düzenlenen 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu’nda konuşan Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, hakikat sonrası dönemde uluslararası hukuk ve örgütlerin önemini kaybettiğine değinerek “Biz bunu zaten biliyorduk, uluslararası hukuk her zaman güçlülerin hukukuydu. 20. yüzyıl en fazla uluslararası örgütün kurulduğu yüzyıl. Uluslararası örgütlerin ne bir yerde açlığı, hastalığı, salgını ne de bir yerde akan oluk oluk kanı yok ettiğini gördük. Zaten Birleşmiş Milletler sistemi en başından itibaren sakat gelişmiş bir sistem. Aslında neoliberal idealist yaklaşım, uluslararası düzeni yöneten uluslarüstü ve arasındaki örgütler de bence bir mit, efsane. Çoğu zaman ulus devletler kendilerini kurtarıyorlar. Belli aşamaları kendileri geçiyorlar. Bunlar geçmişte de çok anlamlı değildi, şimdi de bunlara çok fazla yatırım yapmanın çok faydalı olmayacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

‘Halihazırda çok fazla çatışma var ama biz hala diplomasiye, müzakerelere inanıyoruz’

Moderatörlüğünü AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala’nın yaptığı panelde konuşma gerçekleştiren Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oleg Karpovich “Uzun zaman önce kurulan Birleşmiş Milletler’in sorunları var. Eğer bir daha modern bir yapıdan bahsetmek istiyorsak reform konuşmalıyız. Güvenlik Konseyi’nin gelişmekte olan ülkeleri de barındırması lazım” ifadelerini kullandı.

“Çok kutuplu bir dünyada yaşıyoruz” diye konuşan Karpovich “Örneğin, Çin, Türkiye, Hindistan, Rusya. Bu çok normal. Bu dünya daha karmaşık ancak yeni sistem bize pek çok sorunu çözmekte yardımcı olacak. Halihazırda çok fazla çatışma var ama biz hala diplomasiye, müzakerelere inanıyoruz. Günümüzde diplomasinin pek çok farklı yolu var. Bence en iyisi, bir masanın etrafında oturup birbirimizle konuştuğumuz ve neler yapabileceğimizi anladığımız klasik diplomasi. Sayın Erdoğan’ın sözlerini hatırlatmak istiyorum; ‘en kötü barış bile savaştan iyidir’. Bu söz her şeyi anlatıyor” dedi.