DSP Genel Başkanı Aksakal: Siyasette zemin etüdü yapılmamış ittifaklar kuruldu

DSP Genel Başkanı Aksakal, siyasette büyük bir deprem yaşandığı ve 6’lı Masa'nın ayakta tutulmakta zorlanıldığı yönünde görüş belirtti. Aksakal, İYİ Parti’nin 6’lı Masa'dan ayrılışına ve 72 saat sonra masaya geri dönüşüne atıfta bulunarak, “İkinci bir artçı deprem olursa ittifak zorlanır” dedi.

Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programının konukları; Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal ve Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Ceren İlter oldu. Programda, DSP’nin yaklaşan seçimlerde nasıl bir yol izleyeceği ile Hatay ve Şanlıurfa’da meydana gelen sel felaketlerinde çadır kentlerin konumu konuşuldu.

‘6’lı Masa, payanda ile ayakta tutuluyor’

DSP Genel Başkanı Aksakal, 6’lı Masa'nın zemini sağlam olmadığı için yıkıldı iddiasında bulundu. Aksal, “Siyasette çok büyük bir deprem yaşandı biliyorsunuz. Zemin etüdünü yapmadan bir bina oturtulmuştu. O bina zeminde sarsıntı olunca hasar gördü. Gerçi yan yatınca iki payandayla ayakta tutuyorlar ama nereye kadar gider onu bilmiyorum. İkinci bir artçı deprem olursa, kuvvetli bir artçı deprem yaşanırsa ittifak zorlanır. Dün Sayın Yavuz Ağıralioğlu’nun ‘Sağ ayağım burkuldu. Apse yaptı. Sola basmaya da üzülüyorum’ mesajını görünce bu geldi aklıma” şeklinde konuştu.

‘Türkiye’deki seçimler dünya için de önemli’

Aksakal, Türkiye’nin jeopolitik önemine dikkat çekerek emperyal sistemin Türkiye toprakları üzerindeki amaçlarından vazgeçmediğini dile getirdi. Aksakal, şu açıklamaları yaptı:

“Türkiye dünya için önemli. Türkiye dünyanın en önemli jeopolitik coğrafyasında bulunan topraklar üzerinde. Kurtuluş Savaşımızı gözümüzün önüne getirelim. Yedi düvele karşı bir mücadele yürütmüş milletiz biz. O dönemden beri dünya gözünü bizim topraklarımızdan ayırmamış. Karşımızdaki küresel, emperyal sistem bu topraklardaki heveslerinden vazgeçmiş değil. Küresel sistem her devlette olduğu gibi yumuşak karın neresidir oraya bakar. Eğer biz dış politikamızda iktidarıyla, muhalefetiyle; parlamentoda bulunanlarla, bulunmayanlarla bütün siyasi kurumlar bu ülkenin milli menfaatleri için kol kola bir görüntü verebilse dünyaya karşı emperyalistler bu kadar pervasız ve fütursuz davranamaz.”

Aksakal ayrıca, milli meselelerde birliğin deklare edilmesi gerektiğini kaydetti. Aksakal, “Milli meselelerde birlik ve bütünlük içerisinde olduğumuzun acilen deklare edilmesi lazım. Hem Cumhur İttifakı’nda hem de Millet İttifakı’nda; her iki tarafta da. Çünkü bu ülke bizim, bu topraklar bizim” dedi.

‘İttifaklardan ortaklık teklifi gelmedi’

Siyasette kurulan ittifaklara ‘Halil İbrahim sofrası’ benzetmesini yapan Aksakal, DSP’ye ittifaklardan gelen bir teklif olmadığını bildirdi. Aksakal, şunları kaydetti:

“Bugüne kadar Demokratik Sol Parti’ye herhangi bir ittifak yapılanmasından ‘Bizimle birlikte hareket eder misiniz?’ gibi bir öneri; resmi ya da gayri resmi anlamda gelmiş değil. Bu tabii ki bize resmi olarak iletildiğinde Demokratik Sol Parti’nin yetkili kurulları hemen bu konuda oturur, değerlendirmesini yapar müspet ya da menfi cevabını verir. Son zamanlarda Halil İbrahim sofrası mantığı ortaya konuldu. Böyle bir şey olur mu? Hele hele DSP’nin Ecevit döneminden beri hiçbir zaman böyle bir tarzı olmamıştır.”

‘Çadır kentler eğimli arazilere kurulmalı’

Çadır kentlerin sel riskine karşı eğimli arazilere kurulması ve buna ek olarak yangın riskine karşı da belli aralıkların dikkate alınması gerektiğini bildiren Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Ceren İlter, şunları söyledi:

“Biz oda olarak çadır kentlerin nasıl kurulması gerektiği ile ilgili bir çalışma yaptık ve açıkladık. Söylediğimiz kurallar yapılmayacak, uygulanamayacak önlemler değil. Geçici barınma alanlarının olacağı yerler yüzde 2 ile 6 arasında eğimli arazilerinde olması gerekir ki yağmur suyu kontrol edilip çadırlara zarar vermesi önlensin. Ayrıca dere yataklarından en az 3 metre yükseklikte olsun istedik. Arazide de bazı çadır kentleri gözlemleme fırsatımız oldu. Bu mesafelere uygun şekillerde yapılmamış. Çadır ya da konteynerlere birim dersek bu birimlerden 16 tanesinin örneğin bir arada olması gerekliliğini ve diğer komşuluk birimlerinin arasında 15 ya da 30 metrelik mesafelerin olması gerektiğini belirtiyoruz ki buralara acil durum anında örneğin yangın anında araç girebilsin ve hızlı müdahale edebilsin.”

‘Deprem bölgesinde kırsal alana yönelik ayrı bir planlama yapılmalı’

Depremin sadece kent merkezlerini değil kırsal alanları da etkilediğine dikkat çeken İlter, “Bu deprem sadece bir kent merkezini etkilemedi. 11 kent merkezi ve yüzlerce kırsal alanı etkiledi. Dolayısıyla çadırlar kimi yerlerde de insanların geçim kaynağı olan tarım arazilerinin ya da hayvanlarının olduğu yerlerde kuruluyor. Kendi arazisinin mülkiyeti içinde de kuruluyor. Dolayısıyla kırsal alanlarına yönelik de ayrı bir önlem setinin geliştirilmesi gerekiyor. Sorun çok büyük ama en azından yayınladığımız bu rehberdeki gibi uygun bir şekilde başlanabilirdi ve kırsal alandaki yerlere daha hızlı erişilebilirdi. En azından kent merkezindekiler güvenli bir hale getirildikten sonra hızlı bir şekilde kırsala yönlenebilirdi. Deprem bölgelerinde üretim devam etmeli, yaşam normalleşmeli. Bu nedenle kırsal alanlarda özel planlama yapılmalı” ifadelerini kullandı.