Eski TBMM Başkanvekili Ateş: Seçmen iktidardan şikayetçi ama muhalefet de umut vermiyor

Eski TBMM başkanvekili ve CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Ateş, seçmenin hükümetin uygulamalarından memnun olmadığını, fakat muhalefete de güven duymadığını belirtti. Ateş, Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayını açıklayana kadar ciddi hiçbir konuyu konuşmadıklarını savundu.

Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına Eski TBMM Başkanvekili ve CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş konuk olarak katıldı. Ateş, 14 Mayıs seçimlerine giderken mevut siyasi ortamı ve muhalefetin politikalarını değerlendirdi.

‘Seçmenin muhalefete inancı yok’

Seçmenin mevcut iktidarın politikalarından daha başarılı politikalar izleyeceğine inancının olmadığını dile getiren Ateş, şunları kaydetti:

“Hayat pahalılığı Türkiye’nin belini büktü, özellikle geniş kitleler hayat pahalılığının ezici etkisi altında. Hükümetin uygulamalarından memnun değiller. Ama muhalefete de güven duymadıkları için bugünkü iktidarın uygulamalarından daha başarılı olacağına inançları yok. Seçimler örgütler ile yapılır. Siz kendi kitlenizi harekete geçireceksiniz. 2019’dan bu yana geçen 4 yıldır örgütlerde seçim yapılmıyor. Siyasete can veren, kan veren kitleyi siz kenara itiyorsunuz. Tutturdular bir Millet İttifakı diye. Liderler bir araya geldiler, çaylarını, kahvesini içtiler, sohbetlerini ettiler. Ama onu tabana yaymadılar. Son döneme gelindi ‘Aday belirlenmeli’ dendiğinde de masayı dağıttılar. Meğer konuşulması gereken ciddi hiçbir konu görüşülmemiş.”

‘Listeler siyasi partilerin Türkiye’yi nasıl yöneteceğini ortaya koyuyor’

Milletvekili listelerinin siyasi partilerde bir deprem yarattığını ifade eden Ateş, listelerin önemine dikkat çekti. Ateş, “CHP tarihinde ilk defa milletvekili adaylarını toplu bir yerde açıklayamıyor. Seçim bildirgesini orada sunamıyor. Bir protesto ile karşılaşacaklarını tahmin ettikleri için böyle bir programı da açıklamadılar. Bu listeler siyasi partilerin Türkiye’yi nasıl yöneteceğine, kimlerle yöneteceğinin önemli ölçüde verilerini ortaya koyuyor. Demokratik, laik cumhuriyeti Cumhuriyet Halk Partisi kurdu; demokratik, laik cumhuriyete kast edenleri CHP listelerinden Meclis’e sokmaya çalışıyorlar. Hem de Çankaya’da, hem de İzmir’de. Bu listeler deprem değil de ne yaratır?” dedi.

‘NATO’nun Türkiye’ye maliyeti çok ağır oldu’

ABD’nin NATO’yu ‘kendi ulusal çıkarlarını tüm dünyaya kabul ettirmek için bir sopa olarak kullandığını’ kaydeden Ateş, NATO’nun Türkiye’ye maliyetlerini sıraladı. Ateş, konu ile ilgili şunları söyledi:

“1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla NATO’nun varlık nedeni ortadan kalktı ama NATO eliyle 1991’den sonra da Amerika kendi ulusal çıkarlarını bütün dünyaya kabul ettirmek için bir sopa olarak kullanmaya başladı. 91’e kadar Karadeniz’e kıyısı olan tek NATO ülkesi Türkiye’ydi. Şimdi 4 tanesi var 2 tanesini daha katmaya çalışıyor. Kendilerine göre orayı bir Amerika gölüne, bir NATO gölüne çevirmeye çalışacaklar. 1947’den sonra NATO olayı Türkiye’nin kuruluş felsefesinden uzaklaşmasının Türkiye’ye maliyeti çok ağır olmuştur. Türkiye kuşatılıyor. Diğer taraftan Güneyden kuşatılıyoruz. Parasını verdiğimiz silahlarımızı, uçaklarımızı alamıyoruz ama Türkiye’yi bölmeyi birinci hedef yapan terör örgütlerine tırlar dolusu silah veriliyor. Bunu görmeyen bir muhalefet, bunu görmeyen bir siyasi partinin Türkiye’de geleceği olamaz, Türkiye’de seçimleri kazanamaz.”

‘Türkiye önümüzdeki seçimde tek vücut olmalı’

Türkiye’nin kırmızı çizgileri olduğunu, söz konusu kırmızı çizgilerde Türkiye’nin iktidarı ve muhalefeti ile tek vücut olması halinde Türkiye’nin hem daha güçlü hem de daha itibarlı hale geleceğini dile getiren Ateş, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin belirli kırmızı çizgileri var. Balkan politikamız, Ege, Kıbrıs, Akdeniz, Doğu Akdeniz, Libya, Irak, İran, Rusya ve Azerbaycan, Dağlık-Karabağ konusunda Türkiye’nin iktidarı ile muhalefeti ile yek bir vücut olması lazım. Ne hazindir ki Türkiye’nin bu ulusal çıkarları sadece Sayın Tayyip Erdoğan’a emanet edilmiş. Muhalefet de bu konularda ‘iktidar ile ortak mutabakata varalım’ deseydi Türkiye bugün hem bu davasında daha güçlü olacaktı hem de dünya kamuoyunda daha itibarlı olacaktı. Bu konuda önümüzdeki seçimde bütün Türkiye’nin yek vücut olması lazım.”

‘CHP listelerinde emeği temsil eden bir tek aday bile yok’

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) milletvekili listelerine dikkat çeken Ateş, “Koca Cumhuriyet Halk Partisi’nin listelerinde emeği temsil eden bir tek insan yok. Listelere tek tek baktım emek dünyasını temsil eden bir tek kişi yok. 6’lı masada da yok. Cumhuriyet Halk Partisi emeğin üstünlüğüne inanmış, emek yoğunluklu, işçi sınıfına grevli, toplu sözleşmeli sendikalaşma hakkını tanıyan bir parti. Bu partide olmazsa ben diğerlerine ne söyleyeceğim? Söyleme hakkım olmaz ki. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Merkez Yönetim Kurulu’nda bir tane sendikacı yok” şeklinde konuştu.