00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
4 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
5 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
9 dk
HABERLER
12:00
5 dk
GÜN ORTASI
12:05
84 dk
HAFTANIN KEYFİ
14:05
44 dk
HABERLER
15:00
5 dk
SPOR BÜLTENİ
15:30
5 dk
HABERLER
17:30
10 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
9 dk
EN ÇOK OKUNAN 5 HABER
07:30
7 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
13:00
5 dk
HAFTA SONU HALLERI
13:05
114 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:00
5 dk
HABERLER
18:00
6 dk
SESLİ HABER
Rus askeri uzman: Türkiye, NATO’da ‘üvey evlat’
20:04
4 dk
SESLİ HABER
Ukrayna’ya ait çok sayıda hava savunma sistemi imha edildi
20:18
1 dk
SESLİ HABER
Pentagon’dan itiraf: Başarısız oldu
20:30
2 dk
SESLİ HABER
Rusya: Dünya, ABD yüzünden Filistinlileri koruyamadı
21:05
2 dk
SESLİ HABER
Polonya Cumhurbaşkanı Duda'dan 'nükleer silah' açıklaması: 'Hazırız'
21:41
2 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
ANKARA'DAN HABER VAR
Gazeteci Aysel Alp, Ankara’dan Haber Var programıyla Radyo Sputnik dinleyicileriyle buluşuyor. Siyasetten, ekonomiye, çalışma yaşamından çevreye gündem başlıklarını en yetkin konuklarla masaya yatırıyor.

Samandağ Belediye Meclis Üyesi Kayıkçı: Çocuklar çöküp, tutunup, kapandıkları yerde öldüler

Samandağ Belediye Meclis Üyesi Kayıkçı: Çocuklar çöküp, tutunup, kapandıkları yerde öldüler
Abone ol
Samandağ Belediye Meclis Üyesi Sinem Kayıkçı, deprem öncesi bilim teknik ışığında önlem almadan öğretilen çök-kapan-tutun tekniğinin işe yaramayacağını bildiklerini belirterek, “Çök-kapan-tutun değimiz çocuklar çöküp, kapanıp, tutundukları yerde öldüler. Çünkü onları kurtarmaya gelecek bir ekip olmadı” dedi.
Radyo Sputnik’te yayınlanan Aysel Alp'le Ankara'dan Haber Var programında, Hatay-Samandağ'da son durum Hatay Samandağ Belediyesi Meclis Üyesi Sinem Kayıkçı ile; seçime giderken CHP cephesinde yaşananlar CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile konuşuldu.

‘Kurtarma ekiplerinin ekipmanı yoktu’

Çocukların çök-kapan-tutun tekniği ile kendilerini koruma altına almaya çalıştıklarını dile getiren Kayıkçı, “Biliyorsunuz yaşadığımız depremden çok kısa bir süre önce bir deprem tatbikatı yapıldı. En dar kapsamında çök-kapan-tutun tekniği ile evlerimizde belki kendimize bir yaşam sahası oluşturabiliriz. Ama en önemli nokta bilimi öne çıkararak gerçek anlamda önlemlerin alınması. Yani bizim çök-kapan-tutun’umuzun işe yaramayacağını aslında o günlerden beri biliyorduk. Bütün çocuklarımız çök-kapan-tutun tekniği ile kendini koruma altına almaya çalıştı ve çök-kapan-tutun değimiz çocuklar çöküp, kapanıp, tutundukları yerde öldüler maalesef. Çünkü onları kurtarmaya gelecek bir ekip olmadı. Kendi evimin önüne yardım için gelen ekibin bir tane bile ekipmanının olmadığı bir süreç yaşadık biz” dedi.

‘Çocukların gözleri önünde hala enkazlardan cesetler çıkıyor’

Enkazların altından hala cesetlerin çıktığı bir süreçte molozların yaşam alanlarının uzağına dökülmesinin psikolojik olarak önemli olacağını kaydeden Kayıkçı, çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan ve önemli bir göç yolu olan Mileyha Sulak Alanı’na da dikkat çekti. Molozların, söz konusu alana da döküldüğünü bildiren Kayıkçı, şöyle konuştu:

“Bilim insanlarının yerinde ayrıştırılması gerekiyor, dedikleri molozlar gün içerisinde hiç durmayan kamyonlarla 3 farklı bölgeye dökülüyor. Dökülen yerler hem çadır kentlerinin tam dibinde hem de evleri yıkılmamış, hafif hasar görmüş ve gidecek hiçbir yerleri olmayan insanların kapılarının önlerinde. Dolayısıyla bizde psikolojik desteğin lazım olduğu nokta şu; aileler enkazların içerisinde hala cesetlerin çıktığı bir süreci yaşıyorlar. Ve çocukları ile birlikte buna maruz kalıyorlar. İkincisi; yıllardır uluslararası koruma alanına alınması gereken bir sulak alanımız var Samandağ’da. Mileyha Sulak Alanı. 283 özel kuş türünü barındıran çok önemli bir göç yolu. Şu anda Samandağ’ın neredeyse yarısının molozu bu sahaya dökülüyor. Ayrıca kuşların göç yolu üzerinde. Bu da ekstra bir gelecek kaygısı yaratıyor.”

‘Konteynerlere geçiş süreci tam anlamıyla başlamadı’

Konteynerlere geçişin tümüyle başlamadığını ve çadır kentlerde ciddi bir yoğunluk yaşandığını belirten Kayıkçı, yaşananları şöyle anlattı:
“Çoğu aile okullarda kurulan çadır kentlerde ya da yakınlarının evlerinin önündeki çadırların içinde kalıyor. Konteynerlere geçiş sürecimiz henüz tam anlamıyla başlamadı. Burada depremi birkaç mahalle çok yıkıcı bir şekilde yaşadık ama bütün mahalleler korku içinde, 3 deprem 24 bin artçı nedeniyle insanlar korkuyorlar, evlerine giremiyorlar. Dolayısıyla kurulan çadır kentlerde ciddi anlamda bir kalabalık var.”

‘Normalleşmek mümkün değil’

Yaşadıkları bölgede normalleşme sürecinin mümkün olmadığını kaydeden Kayıkçı, “Normalleşme sürecinden söz edebilmemiz için öncelikle var olan enkazların yaşam alanlarından çok uzak bölgelerde olması gerekiyor” dedi. Kayıkçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bölgemizin en önemli ihtiyaçlarından biri çocukların ve herkesin yaşadığı travmaya belirsizliği ortadan kaldıracak açıklamalarla karşılık verilmesi. Toplum çok ciddi bir belirsizliğin içerisinde. Bir gün sonra ne yapacağımızı bilmediğimiz süreçteyiz. Enkazların arasında yaşayan çocuklara ve büyüklere bunu anlatmanız çok zor oluyor. Dolayısıyla yetkililerin bizim coğrafyamız ile ilgili yaptıkları açıklamaların birbiriyle örtüşmesi lazım. Mesela bir normalleşme sürecinden söz ediliyor. Bizim burada normalleşme sürecinden söz edebilmemiz için öncelikle var olan enkazların yaşam alanlarından çok uzak bölgelerde olması gerekiyor.”

‘4 gün boyunca depremi tek başımıza yaşadık’

Kayıkçı, deprem günü ve sonrasındaki süreç boyunca yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
“Yaklaşık 4 gün boyunca depremi tek başımıza yaşadık diyebiliriz. Örneğin benim kapı komşum 4 gün boyunca enkaz altında kaldığı için büyük bir travma yaşadım. Düşünün; yanınızdaki bütün binalar çökmüş, enkaz altında insanlar var. Çocukları kurtaramıyorsunuz, aşağıdan çığlık sesleri geliyor. Hiçbir yardım yapılamıyor. Elinize aldığınız çekiç, tornavida, hiçbiri işe yaramıyor. Betonlar tuz buz şeklinde dağılmış. Dolayısıyla bu sorunlar bizi çok büyük kaygılara itti. 4 gün sonra enkaz altından canlılar çıkarılmaya başladıktan sonra bir yaşam mücadelesi başladı. İnsanlar artık su ihtiyaçlarını hissetmeye başladı.”

‘Memleket Partisi Millet İttifakı’nda olsa daha iyi olurdu’

Programda Aysel Alp’in sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ise 14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala siyaset gündemini değerlendirdi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Muharrem İnce’nin Millet İttifakında yer almasını isterdim, memnuniyet duyardım” sözlerini şöyle yorumladı:
“Memleket Partisi de olsaydı tabii ki daha iyi olurdu. Ama kendisi ile yapılan görüşmelerde bir anlaşma sağlanamadı, ittifak içerisinde yer alması mümkün olmadı. Olsaydı tabii ki daha iyi olurdu. Ama bugün ittifaktaki partilerin seçmenlerinin oy vermeyeceği konusu doğru değil. Biz sahadayız, görüyoruz. Sürekli de görüşüyoruz. Oldukça motive olmuş durumdalar. Özellikle partinin, ittifak partilerinin yetkili kurulları da sahada çalışıyorlar, mücadele ediyorlar.”

‘Sadullah Ergin’in adaylığı kendi partisinin tercihi’

Milletvekili aday listelerinde yer alan ve gündemde yer tutan isimlerin adaylığı ile ilgili konuşan Torun, “Sadullah Ergin sonuçta kendi siyasi partisinin tercihidir. Yapılan ittifak çerçevesinde, görüşmelerde DEVA Partisi’nin adayı olarak o listeye, müzakere edilen ittifak sürecinde adaylaşmıştır. Tabii o kendi partisinin sorunu. İdris Naim Şahin, Ordu’da daha önce bakanlık yapmış, büyük şehir belediye başkanı adayı olmuş, şu anda da İYİ Parti’den 1. Sıra milletvekili adayı. Sahada ben ona ilişkin herhangi bir olumsuzluk duymadım. Ordu açısından söylüyorum” dedi.

‘Partiler değil, adayların kimlikleri öne çıktı’

Türkiye’nin partilerin değil, kimliklerin öne çıktığı bir seçim yaşayacağını kaydeden Torun, şu açıklamaları yaptı:
“Bu seçimde partiler biraz daha geride kaldı işin açıkçası. Adayların kimlikleri ile ilgili değerlendirmeler daha çok öne çıkıyor. Vatandaş bire bir muhatap olacağı, aradığında ulaşacağı, sorunlarının çözümünde destek alacakları kişiyi seçeceklerini söylüyorlar. Bu bakımdan da AK Parti ‘kimi koysam seçtiririm, nasıl olsa Erdoğan var’ anlayışıyla hep hareket etti. Ama sahada görüyoruz ki artık Erdoğan’ın karşılığı azalmış ve vatandaşın da geçmişte gönderdiği milletvekillerine güveni azalmış.”
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала