Bakan Özhaseki: Dün paramızla İHA istediğimizde Amerika burnunu kıvırıyordu

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "Dün paramızla İHA istediğimizde Amerika burnunu kıvırıyordu. AB üyesi ülkelerin birçoğu bize Kıbrıs Harekatı'ndan sonra silah ambargosu uygulamışlardı. Silah vermiyorlardı ve paramızla dahi en elzem olan silahlarımızı alamıyorduk" dedi.

Özhaseki, Kayseri'de Melikgazi Belediyesi Mehmet Altun Havacılık ve Uzay Lisesi'nin temel atma töreninde yaptığı konuşmada, bu tür liselere sahip çıkmalarının önemli olduğunu söyledi.

Havacılık alanında son 20 yılda çok güzel atılımlar yapıldığını belirten Özhaseki, "Dün paramızla İHA istediğimizde Amerika burnunu kıvırıyordu. AB üyesi ülkelerin birçoğu bize Kıbrıs Harekatı'ndan sonra silah ambargosu uygulamışlardı. Silah vermiyorlardı ve paramızla dahi en elzem olan silahlarımızı alamıyorduk" diye konuştu.

Özhaseki, aradan yıllar geçtiğine dikkati çekerek, "Çok şükür artık ülkemiz sağa sola rica eden, el açan bir ülke olmaktan çıktı. Bugün kendi kendine yeten, savunma sanayinde çok önemli yatırımlar yapan bir ülke haline geldik" ifadelerini kullandı.

'Güçlü olmak bir mecburiyettir'

Zor bir coğrafyada yaşadıklarına dikkati çeken Özhaseki, bu coğrafyada yaşamanın tek şartının güçlü olmaktan geçtiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Güçlü olmak bir mecburiyettir. Avrupa'nın ortasında eğer Lüksemburg gibi bir ülkeyseniz, Belçika, Hollanda gibiyseniz, askeri yatırımlara bir kuruş harcamayın, gerek yok. Refahınızı arttırmaya bakın, keyfinize bakın ama bu coğrafyada hür bir şekilde yaşamak istiyorsanız, bayrağımız dalgalansın, ezanımız okunsun istiyorsanız, bizim savunma sanayine sonuna kadar büyük paralar harcamamız ve kendi kendimize yeten bir ülke olarak hayatımızı sürdürmemiz gerekiyor. Bugün yerlilik oranı savunma sanayisinde yüzde 80'leri buldu. Allah'a hamdediyoruz."

'En önemli şey birliğimiz, beraberliğimiz'

Özhaseki, "En önemli şey birliğimiz, beraberliğimiz. İnşallah bundan da hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz. İnsanlar farklı düşünebilirler, farklı partilere oy verebilirler, seçimlerde insanların tercihleri farklı olabilir. Yaşam tarzları da ister muhafazakar bir yaşamı temsil etsinler veya daha modern bir yaşamı tercih etsinler, başımızın üstünde yeri var diyoruz" dedi.