'Erdoğan'ın sözlerini 'saçma' olarak nitelendiren Scholz, ziyaretin atmosferini kararttı'

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın Berlin'i ziyaret etmesi ve bu ziyarette Türk liderin Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile görüşmesi bekleniyor.

Ziyaretten hemen önce Almanya Başbakanı, düşüncesizce davranarak, Erdoğan'ın Filistin-İsrail çatışmasıyla ilgili olarak İsrail'e yönelttiği suçlamaları ‘saçma’ olarak nitelendirdi.

Uzmanlara göre bu açıklama, yalnızca Scholz'un taban tabana zıt konumunu yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda kendisini yakın zamanda ziyaret edecek muhatabına karşı son derece nezaketsiz bir tutum.

Bu şartlarda Berlin zirvesi nasıl yapılacak?

Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (MGIMO) Uluslararası Çalışmalar Bölümü Avrupa-Atlantik Güvenlik Merkezi Öğretim Üyesi Yulya Kudryaşova, Scholz'un Erdoğan'la ilgili açıklamalarının yaklaşan müzakerelerin atmosferini gerçekten kararttığına inanıyor.

Bununla birlikte Scholz’dan farklı bir açıklama beklemediğine değinen Rus uzman, Almanya Başbakanı’nın ABD’nin çıkarlarına bölgesel ve küresel anlamda sahip çıkarak yönlendiren bir lider olduğunu hatırlattığı demecini şu şekilde sürdürdü:

“Gerçekten Scholz, Erdoğan'ın açıklamalarını saçma (absürt) olarak nitelendirerek yaklaşan Berlin toplantısının atmosferini bir nebze olsun kararttı. Ama aynı zamanda sessiz kalamazdı. Filistin halkını savunan Erdoğan, İsrail'i soykırımla, faşizmle, hatta terörizmle suçladı. Burada İsrail'in tüm eylemlerini destekleyen ana müttefikin ABD olduğunu unutmamanız gerekiyor. Aynı zamanda Scholz, Washington'un küresel ve bölgesel politikasına sadık bir rehber olarak, eylemlerini ABD'nin gereksinimleriyle tam olarak koordine ediyor. Onlara itaatsizlik edemez. Onun için asıl mesele, Orta Doğu da dahil olmak üzere Amerikan rotasına sıkı sıkıya bağlı kalmaktır.”

Kudryaşova, aynı zamanda Scholz’un Erdoğan’a karşı kullandığı sözlerin onun siyasi zayıflığını yansıttığının altını çizerken, “Scholz, Amerikan çıkarlarına aşırı bağlılığını göstererek ülkesini köşeye sıkıştırdı” ifadelerini kullandı.

Scholz’un Erdoğan’a karşı bu sözlerini, tarafların Berlin'de göç sorunu da dahil olmak üzere başta Almanya için oldukça önemli konuları tartışacak olmasına rağmen sarf ettiğine dikkat çeken Rus uzman, “Önümüzde çok önemli bir toplantı var ve her şeyden önce Almanya ve hatta bir bütün olarak Avrupa Birliği için önemli. Çünkü önümüzdeki müzakerelerin ana konusu göç sorunu. Göç anlaşmasının sağlanmasında en önemli varlık, katılımı olmamasına rağmen zor da olsa AB'nin göç güvenliğini sağlama görevi gören Türkiye'dir” dedi.

Kudryaşova, kendi sorunlarını Türkiye pahasına çözen Almanya'nın Türkiye'nin taleplerini yerine getirmekte acele etmediğine de vurgu yaparken, değerlendirmesini şöyle sonlandırdı:

“Bana göre Berlin'deki müzakereler, göç anlaşmasının şartlarının uygulanması kapsamında finansman konusunda yalnızca bazı anlaşmaların onaylanmasına olanak verecek. Türkiye'nin vizesiz rejim ve Gümrük Birliği'nde revizyon talepleri ise tek bir toplantıyla çözülemeyecektir. Bu, Avrupa çapında uzun bir bürokratik çalışma gerektiriyor ve dolayısıyla günümüz jeopolitik koşullarında Erdoğan ve Scholz arasındaki Berlin toplantısının sonuçlarından Türk tarafının yüksek beklentileri olmadığını düşünüyorum. Özetle Erdoğan ile Scholz'un Berlin'de yapacağı görüşme, mevcut durumu değiştirmeyecek.”