Rusya: Ukrayna’nın Batı ülkeleriyle yaptığı anlaşmalar hiçbir şey değiştirmez

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Ukrayna’nın Batı ülkeleriyle yaptığı güvenlik anlaşmalarının esasen hiçbir şeyi değiştirmediğini ve sadece Ukrayna’ya askeri ve mali yardımın devamını sağladığını belirtti.

Zaharova, Sputnik’e açıklamasında, “Kiev’in İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada, İtalya ve Danimarka dahil bazı Avrupa ülkeleriyle imzaladığı güvenlik alanındaki işbirliği anlaşmaları şimdiden Ukrayna’da ‘güvenlik garantisi’ olarak adlandırıldı, oysa tüm bu belgelerde ‘garantinin’ adı geçmiyor ve bu belgeler esasen hiçbir şey değiştirmiyor” ifadesini kullandı.

Rus diplomata göre, bu belgelerde sadece çoktandır uygulanan şey, yani Kiev rejimine geniş çaplı askeri teknik ve mali yardımın sürdürülmesi yasallaştırılırken, örnek olarak böyle bir anlaşma kapsamında Almanya’nın 2024’te Ukrayna'ya 7 milyar ve sonra her yıl 6 milyar euro tahsis etme planıyla Paris’in de bu yıl 3 milyar euro vereceğini dile getiren Zaharova, sözlerini şöyle sürdürdü:

Londra, Ukrayna ordusunun ihtiyaçları için yaklaşık 2.5 milyar sterlin, Ottawa da en az 2 milyar dolar harcamayı planlıyor. Hiçbir ülke Kiev'e, söz konusu anlaşmalar imzalanmadan önce bile bundan daha fazlasını vaat etmedi.

Batı ülkelerinin temsilcilerinin bile bu belgeler için “boş ve zorunlu olmayan” nitelendirmesinde bulunduğunu dile getiren Bakanlık Sözcüsü, “İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, İtalya ve Ukrayna arasındaki güvenlik garantileri anlaşmasının siyasi ve sembolik olduğunu ve yasal geçerliliği olmayacağını vurguladı” diye anımsattı.

Batı’nın ‘garanti’ tanımını uzun zaman önce gözden düşürdüğüne işaret eden Zaharova, bu konuda şu yorumda bulundu:

2014 Şubat’ta Almanya, Fransa ve Polonya, Ukrayna’nın meşru Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç ve muhalefeti arasındaki anlaşmaya garantör olmalarına rağmen hayata geçirilmesi için hiçbir şey yapmadı. Almanya ve Fransa, 2015 Şubat’ta Minsk Anlaşması için garantör oldu. Bu anlaşma BM Güvenlik Konseyi kararıyla onaylandı. Ama bu ülkeler, Kiev’le beraber bu anlaşmayı gömerek niyetlerinin ne kadar samimi olduğu konusunda tüm dünyayı yanılttılar. Bugün Batılılar yine üzerine garantiler ve ağır yükümlülükler alma konusunda acele etmiyor, sadece tek bir amaç güdüyorlar, o da Ukrayna’yı hiçbir hakkı olmayan sömürgeye dönüştürmek ve onu Rusya’ya karşı bir araç olarak kullanmak.

‘Almanya ve Fransa ile ilişkiler dipte’

Rusya-Almanya ve Rusya-Fransa ilişkilerine de değinen Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova, bu konuyla ilgili değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı:

“Mevcut aşamada bu ilişkileri daha da kötüleştirecek hiçbir şey yok. Zaten emsali görülmemiş şekilde en alt düzeydeler. Eski partnerler, nesiller boyunca biriktirilen büyük ve karşılıklı yarara dayalı ikili işbirliğinin devasa bagajını tarihin avlusuna bıraktı. Bu bizim seçimimiz değil. İki yıldır NATO ülkelerinin, ki aralarında en aktif rolü Almanya ve Fransa oynuyor, Ukrayna’yı modern ölümcül sistemlerle pompaladığını, askerlerini eğittiğini, onlara istihbarat sağladığını, böylece savaşın daha da tırmanmasına yardımcı olduğunu görüyoruz. Tüm bunlar onları Kiev rejiminin doğrudan suç ortağı yapıyor. Bu ülkelerin elitleri, Rusya’yı stratejik yenilgiye uğratma hayaliyle kendilerini avutuyorlar, Ukrayna krizinin çözümü için tek temelin ültimatom şeklinde olan ve bizim için kabul edilemez olan Vladimir Zelenskiy’in formülünü görüyorlar. Bu bağlamda, imzalanan yeni anlaşmalar, sembolik de olsa Batı’nın Rusya’yla hibrit savaştaki yeni bir hamledir, ülkemizle uzun vadeli çatışmayı amaçladığını ve çatışmaya siyasi ve diplomatik çözüm arama yolundan gitmek istemediklerini doğruluyor.

Yakın zamanda konuşan Zaharova, Washington ve Londra'nın, G7'deki müttefikleri Almanya, İtalya, Fransa ve Japonya'yı Rusya karşıtı çizgilerine destek sağlamak amacıyla ‘kullanışlı aptallar’ olarak gördüğünü söylemişti.

G7 liderlerinin, Ukrayna'ya ‘sarsılmaz’ desteklerini teyit ettiği ortak bildiri hakkında değerlendirmelerde bulunan Zaharova, “Her şeyden önce Anglosaksonların çabalarıyla G7, Batı'nın Rusya'ya ve birbirleriyle meşru ilişkiler geliştirmek isteyen diğer bağımsız devletlere karşı mücadelesinin bir tür karargâhına dönüştürüldü. Aynı zamanda Washington ve Londra, Berlin, Tokyo, Paris ve Roma gibi diğer G7 üyelerini, Rusya karşıtı çizgilerine destek sağlamak için 'kullanışlı aptallar' olarak görerek yararlanmakta” ifadelerini kullandı.