Şanlıurfa ve Adıyaman'da ölüm ve yıkıma yol açan sel felaketinin üzerinden bir yıl geçti

6 Şubat depreminin ardından Şanlıurfa ve Adıyaman’da meydana gelen ve 21 kişinin öldüğü sel felaketinin üzerinden 1 yıl geçti. Binlerce yer zarar gördüğü ve hayatın felç olduğu illerde altyapı konusu gündeme gelmişti. İnşaat Mühendisleri Odası, “Dünden bugüne bir şey değişmedi, benzer bir yağış olsa aynı tablo ortaya çıkar” uyarısı yaptı.

Şanlıurfa ve Adıyaman’da meydana gelen sel felaketinin üzerinden bir yıl geçti. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen yıkıcı depremin ardından 15 Mart’ta Türkiye'nin güneydoğusunda etkili olan aşırı yağış sonucu yaşan sel ve su baskınları iki kentte de etkili oldu. Şanlıurfa’da 17, Adıyaman’da 4 olmak üzere 21 kişi yaşamını yitirdi. 100’e yakın kişinin yaralandığı felakette, 3 bin 154 kişinin konut, iş yeri, araç ve ev eşyası zarar gördü. Selin verdiği maddi zararın yaklaşık 300 milyon lira olduğu açıklanmıştı.

Şanlıurfa’da hayat durdu

Selden en çok etkilenen Şanlıurfa’da tablo korkunç boyutlara ulaşmıştı. Resmi açıklamalara göre, metrekareye düşen yağış miktarı 180-190 kilogram. Meydana gelen sel 27 mahallede etkili olurken, 14 mahallede bin 978 ev, 234 iş yeri, 19 okul, 8 cami 3 alt geçit zarar gördü. Sağanak yağış sonrası neredeyse tüm mahalleler su altında kaldı ve su seviyesi binaların birinci katına kadar yükseldi. Deprem nedeniyle kurulan çadır ve konteynırlar da su altında kaldı. Subaşı ile Taşkale köyü arasında bulunan bir köprü çöktü, bir devlet hastanesini su bastı, yüzlerce ev ve araç sel suları altında kaldı. Kentin simgelerinden olan Balıklıgöl’de taşarak selden zarar görmüştü.

TMMOB: Ne deprem ne de sel felaketi kaderdir, bilime kulak verin

Yaşanan sel felaketi tartışmalara neden olmuş ve altyapı ve köprü düzenlemeleri nedeniyle Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi eleştirilmişti. Selin ardından açıklama yapan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası “Ne deprem ne de sel felaketi kaderdir; bilime ve mühendisliğe kulak verin” çağrısı yapmıştı. Açıklamada “Yağan yağışların yerleşim yerlerinde felakete dönüşmesinin temel nedenleri iklim değişikliği kaynaklı değil, plansız ve çarpık kentleşme, yetersiz altyapı, tarım alanlarının yapılaşmaya açılması, merkezi ve yerel yönetimlerin kentleri rant politikalarına teslim etmesi, kent içinde yapılan projelerin meslek odalarının fikir ve görüşleri alınmadan ve gerekli asgari mühendislik çalışmaları yapılmadan hayata geçirilmesidir” eleştirisi yapılmıştı.

İnşaat Mühendisleri Odası: 2006 yılından beri uyarıyoruz

Sputnik’e konuşan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Başkanı Mahsum Çiya Korkmaz, kentte yaptıkları incelemeler ve ardından konu ile ilgili yaptıkları uyarı ve önerileri tekrarladı. Korkmaz, Şanlıurfa’da 2006 yılında da benzer bir sel olayının yaşandığını hatırlatarak “2006 yılında benzer bir sel yaşanmıştı. İncelemelerden sonra rapor hazırlamıştık. Şanlıurfa, Adıyaman ve Batman için de sel riskinin olduğunu söyledik. Şanlıurfa’da Abide Kavşağı’nın su altında kalması bizim için sürpriz olmadı. Çünkü burada eskiden kurumuş da olsa bir dere yatağı vardı. Islah edilmeden dolguyla üzeri kapatılmıştı. Bu sel ile birlikte bu dere yatağı tekrar canlanmaya başladı ve her yer su altında kaldı” dedi.

‘Menfezlerin hepsi kapalıydı’

Yıllardır konuyla ilgili aynı önerileri yaptıklarını, ancak dikkate alınmadığını ifade eden Korkmaz “Bizim bu konuyla ilgili önerilerimizi defalarca dile getirdik. Oradaki menfezlerin hepsi kapalıydı. Menfezlerin bakımı ve onarımının yapılması gerekir. Kavşağın etrafında bulunan binalar da su altında kalmıştı. Bina etrafı ve cadde üzerlerine drenaj borularının yapılması gerekir. 2006 yılından beri bunu söylüyor ve uyarıyoruz. Ama halen yapılmış değil” şeklinde konuştu.

‘Dünden bugüne bir şey değişmedi, benzer bir yağış olsa aynı tablo ortaya çıkar’

Korkmaz, 2023 yılında yaşanan sel felaketinin boyutuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“2023 yılında 12 aylık yağış bir saatte yağmış ve sel meydana gelmişti. Dere yataklarının imara açılması konusuna dikkat çekmek lazım. Kurumuş olabilir ama bir yağmurla faaliyete geçebilir. Bu dere yataklarının dolguyla kapatılmaması lazım, ıslah edilmesi gerekir. Her yıl menfezlerin bakım ve onarımının yapılması lazım. Çünkü hepsi tıkanmış. Her yıl bununla ilgili bakım-onarım ihaleleri yapılıyor ama sonuç değişmiyor. Dünden bu güne bir şey değişmedi. Benzer bir yağış olsa aynı tablo ortaya çıkar.”