00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
11 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
9 dk
HABERLER
12:00
5 dk
GÜN ORTASI
12:06
84 dk
HABER MASASI
13:30
35 dk
HABERLER
15:00
5 dk
SPOR BÜLTENİ
15:30
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:00
11 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
9 dk
SESLİ HABER
İran’dan ABD’ye ‘İsrail’ yaptırımları
07:04
1 dk
SESLİ HABER
Ukrayna istihbaratı: Ruslar her an ele geçirebilir
07:17
1 dk
EN ÇOK OKUNAN 5 HABER
Türkiye neyi takip etti?
07:30
9 dk
SESLİ HABER
‘Macron, Napolyon’un hatasını tekrarlamak istiyor’
07:48
2 dk
SESLİ HABER
Otomobil sahipleri dikkat: 'Ucuz kasko dönemi bitecek'
08:17
2 dk
SESLİ HABER
Ukrayna, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi maddelerini askıya aldı
08:30
2 dk
SESLİ HABER
Çin basını: Batı’nın kazanmasına yardımcı olmayacak
09:17
2 dk
SESLİ HABER
ABD-Ukrayna anlaşmasına Elon Musk tepkisi: Çılgınlık
09:30
2 dk
SESLİ HABER
Irak Sınır Muhafızları, 30 yıl sonra ilk kez Türkiye’ye en yakın sınır noktasında
09:45
1 dk
SESLİ HABER
Yabancı ajan yasası kriz yarattı: ABD ziyareti iptal edildi
10:04
2 dk
SESLİ HABER
Rus uzman: Türkiye'nin bağımsız politikası ABD'yi rahatsız ediyor
10:18
5 dk
ARAMIZDAN AYRILANLAR
Paraşütçülükten Türkiye’nin ilk kadın jet pilotluğuna
10:34
3 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
11:00
1 dk
SESLİ HABER
Eski CIA ajanı: Batı, Putin’i hafife aldı
11:10
1 dk
SESLİ HABER
İngiltere’nin ‘Rusya’ korkusu: Askeri projeyi görüşüyorlar
11:21
1 dk
SESLİ HABER
İsrail Ordu Radyosu: ABD sistemleri başarısız oldu
11:33
2 dk
SESLİ HABER
Ukrayna’dan itiraf: Rusya, Batı’dan daha etkili
11:46
2 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
12:00
1 dk
SESLİ HABER
Eski NATO generali: Batı'nın ölümcül hatası
12:10
3 dk
SESLİ HABER
Daily Mail: Ukrayna için en kötü barış, savaştan daha iyi
12:52
2 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
13:00
1 dk
HAFTA SONU HALLERI
Erdal Kaplanseren'le Hafta Sonu Halleri
13:05
115 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
15:00
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
16:00
1 dk
SESLİ HABER
Amerikan basını: Ukrayna kayıplarını eksik bildirmiş olabilir
16:09
2 dk
SESLİ HABER
Aşırı tükedildiğinde ölümcül etkileri olabilecek 13 yiyecek belli oldu
16:20
1 dk
SESLİ HABER
Dugin: Putin geleneksel değerleri koruduğu için Batı'da sevilmiyor
16:33
3 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:00
1 dk
SESLİ HABER
Pentagon açıkladı: Rus ve ABD askerleri aynı üste bulunuyor
17:10
2 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
SESLİ HABER
Ukrayna Dışişleri Bakanı, Rusya’yla anlaşma iddialarını reddetti
20:05
2 dk
SESLİ HABER
Bulgaristan'da Türk rüzgarı: 52 altın madalya
20:27
1 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

‘İran’ın misillemesiyle İsrail’in efsanesi, o dokunulmazlık miti yıkıldı’

Ceyda Karan'la Eksen
Abone ol
Hasan Erel’e göre, İran misillemesi ve İsrail’in zayıf kalan yanıtıyla bölgede İsrail’in efsanesi ve dokunulmazlık miti yıkıldı. Bu durumda ABD’nin de etkili olduğunu belirten Erel, Rusya ve Çin’i hedef seçen Washington’ın bölgesel savaş istemediğini söyledi. Erel, İsrail’in hıncını Refah’tan çıkarabileceği görüşünde.
Gazze savaşı 200 günü doldururken, nisan ayında Ortadoğu’da savaş risklerini canlandıran İran-İsrail kapışmasının bölge jeopolitiğine yansımaları tartışılıyor. İran’ın 1 Nisan’da Şam’daki diplomatik misyonunun vurulmasına 14 Nisan’da ilk kez İsrail’i doğrudan vurarak misilleme yapmasına, İsrail 19 Nisan’da İran’ın Natanz nükleer tesisinin de bulunduğu İsfahan’da İHA’lı saldırıyla yanıt verdi. Ancak İsrail’in saldırıyı üstlenmeden gerçekleştirdiği bu ‘sessiz yanıt’, İsrail iç siyaseti dahil tüm bölgede ‘zayıf’ bulundu. Bu durumda ABD’nin etkili olduğu belirtiliyor.
Gazze krizi ve İran-İsrail kapışmasının bölge jeopolitiğindeki etkilerini ATASAM dış politika uzmanı Hasan Erel ile konuştuk.

‘İsrail’in efsanesi, o dokunulmazlık miti yıkıldı’

Hasan Erel’e göre Gazze çatışmasından kaynaklı İran-İsrail geriliminden Tahran güçlenerek çıktı. İsrail’in verdiği söylenen yanıtın ‘zayıf’ kaldığının görüldüğünü belirten Erel, İran füzelerinin isabetli vuruşları neticesinde ise İsrail’in dokunulmazlık imajı yıkıldığı değerlendirmesinde bulundu:

“Bu gerilimde İran daha güçlü çıktı. İsrail’in efsanesi, o dokunulmazlık miti yıkıldı. Ben öyle bakıyorum. İran ilk defa İsrail’e doğrudan saldırı yapabildi. Karşılığında da İsrail pek bir yanıt veremedi. Çok önemli. Şimdiye kadar İsrail, hep nokta atışlarıyla İran’ın Suriye’deki generallerini ve subaylarını vuruyordu. Ama İran’dan buna açıktan bir yanıt gelmiyordu. ABD’nin General Kasım Süleymani’yi 2020’de öldürmesinden sonra Irak’taki ABD üslerine ciddi füze saldırıları yapılmıştı. Amerika bu saldırıların çok büyütmeden üstünü örttü. Aslında orada ne olduğunu da hala bilmiyoruz. O saldırıların da bayağı nokta atışı olduğu söyleniyor.

Ama son gelişmelerde İsrail o dokunulmazlığını yitirdi. 1973’teki Yom Kippur savaşından beri arkasında ABD olan, çok gelişmiş silahları bulunan ve eli kolu her yere ulaşan bir güvenlik ülkesiydi. Her yerde casusları olan, vekil-terör eylemleri çeviren, gereğinde IŞİD’i veya PKK’yı kullanan, küçük dev adam görüntüsü vardı. Şimdi bu imajdan sıyrılmış oldu. Bence en önemlisi, dokunulmazlık miti bozuldu. Şimdi tabii onlar da farkındalar. Buna karşı ne yapacaklarını tartışıyorlar. Netanyahu hükümetinde aşırılıkçılar ve ırkçılar nükleer silah kullanımını savunuyordu. ABD’yi kışkırtıp İran’ı vurma yönünde sürekli bir teşvik ve kışkırtma vardı. O da yapılmadı göründüğü kadarıyla.”

‘ABD’nin hedefi Rusya’dan sonra Çin. İran’a saldırmak isteseler 15-20 yılda yaparlardı’

Erel’e göre, İsrail ABD’yi İran’a karşı savaşa sürme konusunda başarısız oldu. İran’ın saldırı yapacağı noktaları önceden haber verdiği halde isabetli füze atışı yapabildiğine dikkat çeken Erel, bunun İsrail’in ‘süngüsünü düşürdüğünü’ ifade etti:
“Ben ABD’den ziyade İran’ın inisiyatif aldığını düşünüyorum. Yani ABD’nin İsrail’e tam destek vermemesini, İran lehine kullandı. İran, sanılanın aksine diplomasiyi ABD ve İsrail’den fazla kullanan bir ülke. Her zaman vekil güç kullanan bir ülke değil. Burada da aslında İran-İsrail çatışması olduğu kadar, Biden-Netanyahu savaşı da var. 7 Ekim saldırılarını 11 Eylül olarak da görebiliriz. Sonuçta bu Hamas’ın eylemidir ama bu eylem niye yapıldı? En önce İbrahim anlaşmalarını sabote etmek için. İsrail, BAE, Suudi Arabistan bir araya gelebilecek bir noktaya doğru ilerliyordu, 7 Ekim bunu bozdu. Bu sadece El-Aksa’ya yapılan saldırının intikamı değildi. Netanyahu bunu öğrendi ve hiçbir şey yapmadı. Askeri istihbarat şefini görevden almışlar bu sebepten dolayı. Sanki bir danışıklı dövüş oldu. Ama ABD kontrpiyede kaldı, yani bu işin içinde değildi. ABD’nin hedefi Rusya’dan sonra Çin. İran’a saldırmak isteseler 15-20 yılda yaparlardı. Lesley Clark’ın meşhur lafı var. 11 Eylül’den 10 gün sonra Pentagon’a gitmiş, bir generalle konuşmuş. 6 ülke sayılmış, sonuncusu İran. Ama o plan işleseydi, 2001’den 2007’ye kadar saldırmaları gerekirdi. Aradan 17 yıl geçmiş.”

‘ABD petrol fiyatlarında artış istemiyor’

ABD’nin petrol fiyatlarında artış istemediğini ve İran ile girişilecek bir savaşa karşı çıktığını söyleyen Erel, Washington’ın Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasını göze alamayacağı görüşünde. Erel, ABD’nin tutumunun farkında olan Tahran’ın pazarlıklarla orta yolu bulduğunu diğer yandan da Washington’ı şaşırtacak bir askeri başarı elde ettiğini vurguladı:

“ABD şu anda Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasını göze alamaz çünkü petrol fiyatları uçar. O yüzden İran’a dokunmuyor. İran da bunun farkında olduğu için diplomasi yaptı. Nasıl Netanyahu, ABD’yi İran’a saldırtmak için Şam’da generalleri vurduysa, İran tam bunun karşıtını ABD ile yaptı. Nereye saldıracaklarını 72 saat önce anlattılar. Umman’daki görüşmelere hatta CIA Başkanı Burns de katılmış. Pazarlıklar sonucunda Ürdün de dahil, ABD, İngiltere, Fransa, İsrail sistemleri hazırlandı.

Ama orada bence şu çok önemli: İsrail’in İran’ın vurduğu 3 üssü var. Orayı vurması çok etkili oldu. Pazar günkü Cem Gürdeniz Amiral’in yazısı buna ayrılmıştı. Demir Kubbe ekseninde yazdı. Düşünün önceden haber verilmiş nerelerin vurulacağı ve vurulmayacağı. Yani bütün tedbirler alınmış. Buraya 5 tane füze düşürmüşler, 10 metrelik bir sapma aralığıyla vurmuşlar. Körfez savaşında Scud füzeleri 2 kilometre sapabiliyordu. Şimdi 10 metreye düşmüş. Çok önemli bir üstünlük bu. Bütün o savunma sistemlerine, Kürecik dahil bütün gözlem üslerinin aldığı önleme rağmen o 5 füzenin oraya düşmesi demek, ‘Seni vurabilirim’ demek. O yüzden İsrail’in süngüsü düştü.”

‘İsfahan’daki patlamaları yanıt olarak algılamıyorum’
Isfahan’daki patlamaların İsrail tarafından üstlenilmediğini anımsatan Erel, bu sebeple bu İHA saldırısının bir yanıt olarak değerlendirilemeyeceği görüşünde:

“Bence bu yanıt bile değil. İsrail ‘Biz yaptık’ demediğine göre ben yanıt olarak algılamıyorum. Zaten bilgiyi ABD verdi. Füzeler atıldı vs. denildi. Sonra dron olduğu ortaya çıktı. O da havada patlatılmış. İran tarafında bir yıkım görülmedi. Onu bence ABD, ‘Hadi sen de kardeşe vur da ödeşin’ demiş gibi oldu. Meseleyi kapatmak istedi ABD. Olayı kapatma gibi biraz. Amerikan kaynaklı olması bilgilerin bana öyle geldi. Zaten İsrail’in İran’a ulaşması da zor, mesafe çok. İranlıların dediğine göre bir örgüt var bölgede. Oradan atılan bazı dronlar olmuş. Veya belki Irak’ın kuzeyinden. Ama çok ciddi bir şey değil. Ayrıca İsrail de üstlenmedi bunu resmen. Bir yanıt sayılmaz.

Ama şu da var: 16 Nisan’da İsrail savaş kabinesinin bir saldırı kararı alıp sonra vazgeçtiği söyleniyor. Belki ABD’nin devreye girmesi, belki de İran’ın Nevatim üssünü vurması etkili oldu. İran orada silahlı bir diplomasi yaptı. Nevatim üssünü vurduğunu söyleyerek gözdağı verdi. Fiyasko denen İran saldırısı çok önemli. Sembolik olarak İsrail’in dokunulmazlığını bozdu ve İran füzelerinin İsrail’e bütün savunmalara rağmen ulaşabileceğini gösterdi. Bütün dengeleri değiştirebilecek bir sonuç bu.”

‘Rusya ve Çin İran’ı destekliyor’

İran’ın İsrail’e saldırıyla birlikte bölgede lider konuma geldiği görüşünü dile getiren Hasan Erel, öte yandan Rusya, Çin ve İran arasındaki sıkı ilişkilere dikkat çekti:
“İran hem bölgenin en güçlü ve lider ülkesi konumuna geldi hem de arkası boş değil. Rusya ve Çin de var. Bence İran’ın attığı her adımda istişare süreci işliyor. Hatta bir yerde okudum; İran, Rusya ve Çin’in ortak bir askeri ittifak kurdukları ama açıklanmadığı söyleniyor. Biliyorsunuz İran Rusya’ya dron verdi. Rusya ve Çin’in uydularını da konumlandırma yaparken İran füzeleri kullanıyor. Çin’in tepkisini gördük. Şi Çinping, İran’ı destekler nitelikte bir yanıt verdi. Şimdi Şi Fransa’ya ve sonra da Sırbistan’a gidecek. Tam da NATO’nun Çin Büyükelçiliği’ni vurduğu günün yıldönümünde Belgrad’daki Çin Büyükelçiliği’ni ziyaret edecek. Bu çok önemli. İran’ın konsolosluğunu vurdu İsrail. NATO o zaman Çin diplomatik temsilciliğini vurmuştu. Bu bir mesaj. Putin de direkt İran’ı desteklediğini saklamıyor. Filistin devletinin kurulması gerektiğini söylüyor. ABD BM’de yalnız kaldı, veto etti.”

‘İsrail hıncını Filistinlilerden çıkarabilir. İran’a bir şey yapamayıp Refah’a saldırabilir’

Körfez ülkelerinin ve Mısır’ın da yaşanan bu son olaylardan sonra İran ile yakınlaşmayı düşünebileceklerini ifade eden Erel, öte yandan ABD bölgede savaş istemediği için İsrail’in silah yardımını aldıktan sonra Lübnan’da veya Refah’ta saldırılar düzenleyebileceğini belirtti:

“Suudi Arabistan mesela BRICS’e girdi ama resmi katılımını henüz ilan etmedi. İsrail ile İbrahim anlaşmalarını imzalayacaktı, 7 Ekim’de o da aksadı. İran’ın saldırılarında da BAE ve Suudi Arabistan’ın İsrail’i koruyacak bazı hamleler yaptığı söyleniyor. Bunlar arada kalacak. Hem Çin hem de ABD ile ilişkileri var. Ama bence nihayetinde Asya tarafı ağır basacak. Çünkü çıkarlar orada, hareket orda. Mısır’a bakmak lazım. Refah olayı doğrudan Mısır’ı etkiliyor. Mısır da bence Rusya-Çin-İran eksenine yaklaşabilir. Geleneksel konumunu hafiften değiştirebilir.

İsrail ise hıncını Filistinlilerden çıkarabilir. İran’a bir şey yapamayıp Refah’a saldırabilir, katliam yapabilir. Veya Lübnan’a yönebilir. O da gücünü göstermek isteyecek. Güçsüz konuma düştü. Sürekli nükleer silahları olduğunu söylüyorlardı ama vuruldular sonuçta. Ben şu an itibariyle suların durulacağını ve bir anlaşmaya varılacağını sanmıyorum. Ama Amerika’nın burada savaş istememesi gerçeği var. Çin’i hedefliyor ABD. Buradaki olaylar, Asya-Pasifik planlarını geciktiriyor. Ama ABD İsrail’e 26 milyar dolar silah yardımını onayladı. Yani İsrail’i de savunmasız bırakmıyor. Savaş istenmediği için bölge, düşük yoğunluklu savaş ile devam edecek. Bugün de işte uzun bir aradan sonra Irak’ta veya Suriye’de sanırım Amerikan üslerine saldırı olmuş İranlı vekiller tarafından muhtemelen. Bu şekilde devam edecek.”

‘BRICS zirvesinde Türkiye’nin de adı adaylar arasında geçiyor’

Türkiye’nin denge politikası yürüttüğünü ama son dönemde Batı’ya yaklaşma görüntüsü verdiğini hatırlatan Erel, Ankara’nın Filistin konusundaki tutum ve İran’a destek çıkılması ile Batı’dan ayrıldığını vurguladı. Irak ile Kalkınma Yolu’nu ABD bölgeden gitmeden pek mümkün görmeyen Erel, Türkiye’nin ekim ayındaki BRICS zirvesi için de isminin geçtiğini belirtti:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak ziyareti var. 25 Antlaşma ve Kalkınma Yolu var. Türkiye’den Basra Körfezi’ne bir proje. Şu an için çok erken. ABD bölgeden gitmeden veya PKK terör örgütünün yarattığı istikrarsızlık ortadan kalkmadan o yol ne kadar istikrarlı olabilir, bilemiyorum. Türkiye sanki biraz daha son dönemde ABD’ye yaklaşmıştı ama bu son olaylardan sonra Avrasya tarafına yaklaşıyor görüntüsü veriyor. Haniye’nin gelmesi, İran konsolosluğuna yapılan saldırının kınanması, ticaret sürse bile Filistin konusundaki resmi görüş vs. bize bunu gösteriyor. Bir de Erdoğan’ın 9 Mayıs’taki ziyaretinin ertelendiği söyleniyor. Türkiye’nin tarafı bölgeye ve İran’a doğru mu kayıyor? Bilemiyoruz. Türkiye her zaman böyle denge politikası adına herkesle ilişkileri sürdürmeye çalışıyor. Bakalım ne olacak? Ben biraz daha Asya veya BRICS tarafına kaydığını düşünüyorum Türkiye’nin. Bu yılın ekim ayındaki BRICS zirvesinde Türkiye’nin de adı adaylar arasında geçiyor. Durum karışık bence.
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала