'RUSLAR OLMASA MUTLU BİR YAŞAMIM VARDI'
Daha sonra sorguya alınan Jensen, cinayeti işlemesini kafasının içindeki bazı seslerin kendisine söylediğini ve Rusya'nın telepatik bir şekilde zihnini kontrol edip talimatlar verdiğini ileri sürdü. Jensen, Ruslar tarafından uzaktan kumanda edilmemiş olması halinde mutlu bir yaşam sürdüğünü ve hiç kimseyi öldürmek için bir sebebi olmadığını iddia etti.
Bu ifade, Rusya'nın ABD'deki seçimlere müdahale ettiğinden İngiltere'nin AB'den çıkma sürecini yönlendirdiğine dek son bir yıldır Batılı ana akım medya kuruluşlarının yaydığı komplo teorilerini akla getirdi. Tüm bu uydurmacaların sıradan insanların da etraflarındaki olumsuzluklardan Rusya'yı sorumlu tutmasına neden olurken akla hayale sığmayacak hikayeler baş gösteriyor.
AKLİ DENGESİZLİKTEN SUÇSUZ
Kaliforniya'daki soruşturmacılar, cinayetin işlendiği günden bir gün önce, 23 Ekim'de annenin oğlunu tuhaf davrandığı gerekçesiyle kliniğe götürüp akıl sağlığı muayenesi yapılmasını istediğini tespit etti. Akıl hastalığı olduğu belirtilen Jensen'ın çıkarıldığı ilk mahkemede suçlu olmadığına hükmedildi. 17 Ocak'ta bir kez daha hakim karşısına çıkması bekleniyor.
MEDYANIN UYDURMALARI RAHATSIZLIĞIYLA BİRLEŞİNCE…
Jensen'ın 'Rusya'nın zihin kontrolü' hikayesini nereden esinlenerek uydurduğu bilinmiyor. Medyadaki Rusya'ya yönelik suçlamaları duymasının rahatsızlığıyla birleşip böyle bir duruma yol açmış olabileceği veya ceza almaktan kurtulmak için bilinçli olarak bu yola başvurmuş olabileceği söyleniyor.