Devam eden Astana süreci çerçevesinde iki ülkenin göstermiş olduğu performans sayesinde artık kimse Rusya-Türkiye işbirliğinin güçlendirilmesinin ve etnik ve dinsel çatışmalar dahi karmaşık sorunların çözümünde iki ülkenin ortak katılımının önemini ve etkiliğini sorgulamıyor.
Peki Orta Doğu’da yeni realitelerin ve güç dengelerinin şekillendiği bir ortamda Rusya ile Türkiye arasında büyüyen ortaklığın, bölgesel anlamda ne gibi sonuçları olacak? Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan güvenlik uzmanı, emekli asker Abdullah Ağar şu yorumlarda bulundu.
Şimdi Orta Doğu’da iş aslında çok önemli ve kritik bir noktaya geldi. Özellikle ABD’nin son süreçte üretmiş olduğu misyon, Orta Doğu’da ciddi anlamda taşların yerinden oynamasına sebebiyet verdi. Örneğin, Amerika’nın YPG-PKK konusunda üstlenmiş olduğu tavır, FETÖ ile ilgili benimsemiş olduğu tutum, IŞİD’i kendi hedef ve menfaatleri doğrultusunda kullanıyor olması, bölgede bambaşka bir fotoğrafın ortaya çıkmasına neden oldu. Buna karşı ise Rusya, Türkiye ve İran’ın bir şekilde birbirlerine yakınlaştıklarını görüyoruz. Burada özellikle Rusya’nın üstleneceği vizyonun çok önemli olduğuna inanıyorum. Bundan sonraki süreçte bu çok daha net olarak kendisini gösterecek ve çok daha kritik bir boyutta seyredecek.
Ortadoğu meselelerinin artık jeopolitik veya jeostratejik sorunlar olmaktan çıkıp çok daha başka bir boyuta bürünmüş durumda. Özellikle Kudüs meselesi örneğinde İsrail ve ABD’nin beraber başlamış oldukları bir süreci görüyoruz. Şu anda coğrafya ve aslında bütün insanlık jeoteolojik sorunlarla karşı karşıya. Bu noktada aklı selim insanların, aklı selim devlet adamlarının ortaya koyacağı tavır ve bu tavrın yaratacağı etki insanlığın geleceği açısından büyük bir değer taşıyor. Yani eğer bu doğru anlaşılıp değerlendirilemezse insanlık bir anda gerek dini gerek mezhebi gerekse mezhepler içi bir savaşa, bir mücadeleye, bir kaosa sürüklenebilir.
Putin’in alacağı tavır bence çok önem taşıyor. Rusya, Türkiye ve İran, birbirlerinden çok farklı eksenlerde olan ülkeler ama aklı selimle beraber hareket edebilirler diye düşünüyorum. Bir diğer taraftan Suriye konusunda bu üç aktörün siyasi anlamda yürüttükleri bir süreç var. Ve gerçekten de Putin bu noktada yapıcı bir siyaset sergiliyor. Bakın Ortadoğu turu kapsamında hem Mısır’a gitti hem Suriye’ye gitti hem de Türkiye’ye geldi. Üç ülkede de çok önemli görüşmeler yaptı. Bu, Putin’in üstlenmiş olduğu inisiyatifiyle ilgili de çok önemli parametreleri kendi içerisinde barındırıyor. Türkiye ziyareti sırasında Putin, “Biz bu işi Türkiye ile beraber çözeceğiz”, diyor. Yani burada stratejik anlamda bir işbirliği var, ve bu işbirliği bölgesel anlamda siyasi sonuçlar üretebilecektir.