"Size denizci lazımsa, balıkçıya gitmeniz lazım. Eskiden insan yetiştirmek diye bir şey yok. Yeniçeri, Enderun bile çok küçük bir şey. Asker milletseniz, ki Türkler öyleymiş, gerektiğinde Bizans bile gitmiş asker almış onların arasından. Şimdi Bahriye kuracaksanız, donanmanız olsun istiyorsanız balıkçı, denizle haşır neşir adam bulmanız lazım. E bunlar da çok değil sayıca. Akdeniz'de genel anlamda bir balıkçı ve denizci kıtlığı olduğu için Akdeniz'ın Korsanları çok rağbette. Ama mesela Karayip'de de böyle. İçinde zenciler var. Köleliğin olduğu Amerika'da Zenci kaptanlar var. Çin'de bile var. Gemi çok demokratik bir ortam, aylarca küçük bir yerde bir arada olmak zorundasınız. Sonuçta devletler de denizci bulmak için bazı kuralları esnetiyorlardı" diye anlattı.
DANİMARKALI, HOLLANDALI OSMANLI KORSANLARI
Emrah Safa Gürkan, bugünkü Kasımpaşa'nın İtalyanlar tarafından kurulan 'Nea Calabria' isimli bir ilçe olduğunu ve çok denizci yetiştirdiğini anlatırken şöyle devam etti:
"İzlanda'ya kadar gitti denen Danimarkalı Korsanlar vardı Osmanlı'da. Osmanlı budur zaten. Kafkastır, Boşnaktır, çok Arap yoktur ama Fransız da vardır. İtalyan da vardır. Kılıç Ali Paşa İtalyan'dır. Mustafa Ali çok güzel der. Der ki, ‘Bizler normal uluslar gibi değiliz, iki üç nesil geri gitsek atası bir ‘kafire' dayanmayan çok az vardır'. Osmanlı böyledir, bugünün Amerikası gibi, her yerden insan vardır. 17. yüzyılda gemi tipi değişti, yelkenli gemiler çıktı. Bunları kim kullanıyor? Hollandalılar, Danimarkalılar, İngilizler. Hollandalılar İngilizlere yenilince gemiciler işsiz kalıyor, bir kısmı Cezayir'e gidiyor orada korsanlık öğretiyor. Bunlar sonra İngiliz sahillerinde İrlanda sahillerinde kök söktürecekler. Sonra Osmanlı bunları getirip ekoller oluşturuyor. Hatta birkaç kere gidip Amsterdam'da ailesini ziyaret ediyor. Çok hikayeleri var."
Gürkan, korsanlığın kaçakçılık gibi o dönem için normal bir ekonomik aktivite olduğuna dikkat çekerken, Korsanların da kendi içlerinde kuralları olduğunu, korsan gemilerinin devletlerin gemilerinde yaptığı yağmaların bile yasayla belirlendiğini anlattı.