‘KÜÇÜK EYLEMLER POLİTİK PUSULA ARIYOR'
Türkiye'nin her yanında ve dünyada da farklı şekillerde kendini gösteren bu eylemlerin kendilerine bir politik bir pusula, bir merkez aradığını vurgulayan Öztan, "Eğer bu arayış mevcut siyasi aktörler tarafından karşılanıyorsa, sistem içinde kalıyorlar.
Karşılanmıyorsa, sesleri duyulmuyorsa, bu mayalanan öfke kendini sistem dışı eylemlerle gösteriyor" dedi.
‘SİYASET İTTİFAKLARA KİTLENDİ, ÇÖZÜM ÜRETEMİYOR'
Türkiye'de insanların artık sandık sonucu ile bir şeyin değişmeyeceğine inandığını söyleyen Güven Gürkan Öztan, iktidarın da her seçimi kazanacağına dair bir özgüvene sahip olduğunu belirtti.
Öztan şöyle devam etti:
"İktidarın geri adım attığı işlere bakıyoruz, zina yasası, kürtaj meselesi, Gezi Parkı eylemleri. Bir şekilde kitlelerin sokakta kendini gösterdiği olaylardan sonra geri adım attı. Sadece Fransa'da da patlamadı ki. Trump da büyük mitinglerle protesto edildi. Bugün Avrupa'da hem aşırı sağcılar hem onlara muhalif gruplar sokaklarda. Sokak sonuçta meşru bir siyaset yeri. 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı kendisi bunu yaptı. Gezi'nin tarihi yeniden yazılarak, bir demokratik hak arayışı olmaktan çıkarılarak, iktidar kendi kitlesini konsolide etmek istiyor. Ama Gezi'yi sürekli canlı tutarak, kendi meşruiyetini sorgulanır hale getiriyor. Toplumu sürekli germek ters tepebilir."
‘HER YERİ MECLİS YAPMAK GEREK'
Meclis'teki tartışmaların demokratikleştirici, özgürleştirici olmaktan çıktığını dile getiren Güven Gürkan Öztan, "Böyle bir durumda tabana dönmek lazım. Ama bu Meclis'ten çekilmek ya da sırtını dönmek değil. Tabanın olduğu her yeri Meclisleştirmek gerek. Yani JES ve HES'e, yağmaya, haksız işten çıkarmalara karşı o farklı sorunları birbirleriyle eklemleyebildiğinizde siyaset yapıyorsunuz. Yoksa Ulaştırma Bakanınızı istifaya davet eden pankart açtığınızda bunun devamını getiremezseniz, bu sembolik bir eylem olarak kalıyor" dedi.