Eski Turizm Bakanı Yücel: Turizm Türkiye’de sosyal bir denge oluşturuyor

Rusya ile yaşanan kriz turizme önemli bir sekte vurdu. Bu yılda Avrupa ülkeleriyle yaşananların turizmi nasıl etkileyeceğini eski Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı ve eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel, Zafer Arapkirli ile Seyr-ü Sabah’a anlattı.

Turizmdeki gelişmeleri daha önceden görmenin mümkün olduğunu söyleyen Bahattin Yücel, "Sizin ürünlerinize gösterilen ilgi ve bu ilginin yansıdığı en önemli yerlerde birtakım uluslararası fuarlar vardır. Oradaki profesyonellerin görüşmelerinden çıkan sonuçlar sezona ilişkin doğru ve gerçekçi ipuçları verir. Onlara baktığımız zaman ne yazık ki 2017 yılında çok ciddi kayıplarla karşı karşıya kalacağımızı söylemek gerekir" dedi.

'ASIL EKSENİMİZ RUSYA'

Yücel, Türkiye'de turizmin birkaç tane ekseni olduğunu söyledi:

"Bizim en fazla alıcımız Batı Avrupa'da yaşayanlardır. Bunlardan ilki olan ülke Almanya'dır. Ama Almanya aynı zamanda Akdeniz'e en fazla turist gönderen ülkedir. Bunun daha fazlasını yurtdışına gönderir. Sonrasında sırasıyla İngiltere ve Hollanda gelir. Son zamanlarda Polonya, Çek Cumhuriyeti gelmeye başladı. Buraya yaklaşırsak Sırbistan ve Bulgaristan var.

Asıl eksenimiz ise Rusya. 2014 yılına baktığımızda neredeyse Almanları yakalamak üzereydi. O zamanlarda Antalya'da ve tatil turizmi satılan bölgelerde genelde çok önemi bir göstergeydi. Almanya'dan sonra Rusya Türkiye'nin en önemli alıcılarından birtanesi oldu."

‘NAZİ, FAŞİST DİYEREK İLERİ GİTTİK'

Zafer Arapkirli, "Yönetimlerin vatandaşlarına telkinleri ne derece etkili olur?" sorusunu yöneltti.

Yücel, "Bir ülkede demokrasi katsayısı yüksekse o ülkede yönetimler yurttaşlarına karışamazlar. Çünkü onların işi ülkeyi yönetmek. Yurttaşların işi de kendi özgür kararlarını vermektir. Fakat demokrasi azaldıkça yani rejimlerin cumhuriyet olup olmaması önemli değil ama demokrasi katsayısı düştükçe o zaman o iş yasaklarla yönetilebilir hale geliyor. Ama Türkiye açısından başka bir tehlike var. Demokratik bütün ülkelerde yurttaşlar kendi kararlarını verirken kamuoyunu etkileyen olaylardan olanları takip ederler ve ona göre karar verirler. Özellikle Türkiye'nin kendi iç politikası amaçlı Hollanda ve Almanya'da yapmış olduğu girişimler ve o ülkelerinde Türkiye'ye aldığı tavır ve bu tavır nedeniyle eleştiri yani o insanlara Nazi, faşist denmesi ciddi bi duyarlılık yaratmıştır. O konuda ileri gittiğimizi düşünüyorum.

‘İNSANLARA FAŞİST DERSENİZ ONLAR DA BUNU SÖYLEYEN ÜLKELERE GİTMEKTE TEDİRGİN OLURLAR'

Ama bunun içerisinde gerçek olmayanlarda var. Rotterdam'da birtakım üzücü olaylar oldu. Ülkemizin bakanına bu şekilde davranılmasını kabul etmiyoruz ama o bakanın oraya gidiş biçimininde taşımış olduğu bakanlık sıfatıyla ne kadar bağdaştığını bizim kadar Hollandalılarda gördüler.

2. Dünya Savaşı'nda Almanlar tarafından bombalanmış Rotterdam gibi bir şehirde kalkıp insanlara faşist derseniz onlarda bunu söyleyen ülkelere gitmekte tedirgin olurlar. Bunu çok yetkili ağızlar söylerse yani dışişleri bakanımıza hayret ediyorum. Kendisi Antalya miletvekili olarak öyle şeyler söylüyor ki bunun bırakın bir diplomattan bir siyasiden duyulması bile söz konusu değil. Sanki kendi kişisel sorunlarıymış gibi bu konuyu konuşuyorlar" şeklinde cevapladı.

Yücel, "Turizm 30'a yakın sektörü etkiler. Sadece uçağa binip gelen, otele gidip, geri dönen bir hareket olarak görmemek lazım. Orada perakende satışı etkiler, malzeme hammadde satın alımını etkiler. O bölgedeki tarımı etkiler.

Bizim kıyı bölgelerimiz Güneydoğu'daki gençlerimizin sezonlukta olsa çok ciddi anlamda iş buldukları yerlerdir. Maalesef geçtiğimiz dönem Rusya ile olan kriz nedeniyle iyi yönetemedik turizmi. Gençlerin çoğu işsiz kaldı. Bu anlamda da Türkiye'de sosyal bir denge oluşturuyor turizm" diyerek turizmin önemine değindi.