Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sonrası gittiği Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği resmi konutu önünde Erdoğan'ın korumalarıyla protestocular arasında arbede yaşanmıştı.
"Çok önemli bir ziyaret sırasında bu olayların olması dikkatleri bu olayların üzerine çekti" diyen Faruk Loğoğlu, "Dışişleri Bakanlığı Amerika büyükelçisini davet etmiş ve rahatsızlık gerekçesi olarak Amerikan polisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın korumalarına yönelik saldırgan davranışları olduğunu dile getirmiş. Bu çok tutarsız bir gerekçe" dedi ve ekledi: "Olayın cereyan ettiği yer Amerikan toprakları ve burada Amerikan yasaları geçerlidir. Amerikan polisi görevi sağlamakla görevlidir. ‘Hayır bunu sağlayamadınız' demek mümkün değildir. Tabloyu tersine çevirin. Ankara'da buna benzer bir olay oluyor. Oraya Amerikan korumaları müdahale edebilir mi? Hayır edemez. Fakat Amerikalıların bir eksiği var. O da şu: Bu tür gösterilere genelde büyükelçilik ikametgahının önünde değil, orası dar bir alan, gösterilerin hemen hemen hepsi binanın önündeki caddede olurdu. Ama polis, göstericilere caddenin öbür tarafını gösterirdi. O bakımdan göstericileri oraya kadar sokmamaları gerekiyordu. Dışişleri Bakanlığı sıkıntısını bu yönde dile getirseydi o zaman bir haklı gerekçe olabilirdi. Ama bunun ötesinde ortaya çıkan manzara çok ağırdır."
‘TRUMP BÜTÜN BASKICI REJİMLERE YEŞİL IŞIK YAKMIŞTIR'
Üçüncü ana hedef ise İran. İran'ın kuşatılması şeklinde anlıyorum ben bunu. Suudi Arabistan zaten bölgede İran'ın en büyük hasmı. Bu bağlamda da yapılan açıklamalar, Trump'ın İran'a yüklenmesi mezhepsel kutuplaşmaları yeni bir noktaya taşımıştır. Bu tehlikeli ve yanlıştır. Trump'ın konuşması çok kötü ve zararlı bir konuşmadır. Çünkü İran'ı hedef göstererek mezhep kutuplaşmaları ve çatışmaları altına imza atmıştır. ‘Aşırıları temizleyin' ısrarıyla bütün baskıcı rejimlere ve olağanüstü hal uygulamalarına yeşil ışık yakmıştır" ifadelerini kullandı.