Dr. Sanver: Seçim sonuçlarını kızgın seçmenler belirler

Element Strateji Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Gülfem Saydan Sanver, yeni açıklanan seçim zamanlamasını Seyr-i Sabah programında değerlendirdi. Sanver, bu kadar yakın bir zamana seçim konduğu için hem muhalefetin hem de seçmenin mağdur olduğunu, muhalefetin kızgın seçmenin bu durumunu iyi kullanırsa başarılı olabileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimlerin 24 Haziran'da yapılacağını söylemesinin ardından tüm ülkede 'erken değil baskın seçim' tartışmaları başladı. Özellikle muhalefet partilerinin hazırlık ve aday belirlemelerini yetiştirip yetiştiremeyeceği tartışılırken stratejik adımlar da şimdiden masaya yatırılmaya başlandı. Element Strateji Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Gülfem Saydan Sanver, Seyr-i Sabah programında yaptığı yorumlarda özellikle muhalefetin yapması gerekenleri dile getirdi.:

'66 GÜN SEÇİMLERE HAZIRLANABİLMEK İÇİN ÇOK KISA'

"İktidar partisi için de muhalefet için de seçmen için de adalet duygusu çok önemli. Seçimin meşru olması herkesin faydasına olacak bir şey. Sizin bunu gösterebilmeniz için hazırlık aşamasından itibaren doğru adımları atmanız gerekiyor. Bu bir erken seçim değil baskın seçim. 66 gün hiçbir demokratik ülkede söz konusu olabilecek bir süre değil. Bir muhalefet partisinin en ideal adayını çıkarması için Türkiye çapında araştırma yapması gerekiyor. Daha adayını çıkarmamış bir partinin adayını belirleme ve arkasından bunun finanse edilmesi çok kolay değil.

Uzunca bir süre katıldığım bütün konferanslarda hazırlanmaları gerektiğini, erken seçim olma ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyordum. Özellikle CHP'nin adayını belirleme işini öne almaları gerektiğini söylüyordum. İttifak kuran iki parti adayını çıkardı. Meral Akşener adaylığını dile getirdi. Ama ana muhalefet partisinin bu doğrultuda adayını çıkarmış olması onların hızlı biçimde ilerlemesini sağlayabilirdi. Ama ana muhalefet partisinin böyle bir hata yapmış olması bizim baskın bir seçimin meşruiyetini dile getirmemize engel değil.

Ben açıkçası bu kadar aceleye getirilmiş seçim kararının muhalefet doğru kullanırsa seçmende çok ciddi reaksiyon yaratacağını düşünüyorum. Sonuçta aynı gün üniversite giriş sınavı vardı. Şu anda sınav ikinci turla birinci tur arasında. Seçmen açısından bu kadar aceleye getirilmiş seçimin kendilerini rahatsız edeceğini düşünüyorum. Çünkü bizim seçmen istikrar seviyor. Uzun vadede rahat etmeyi seviyor. Düne kadar erken seçime hayır diyen, seçim diyenlerle alay eden bir cumhurbaşkanı varken birden dün 66 gün sonra seçim olacağını söyledi. Tatil programından ekonomik kararlarına kadar cumhurbaşkanına güveni, seçmenin dün yaşadığı panik ve rahatsızlığı düşünün. İktidar bu seçim kararıyla bir mağduriyet yaşattı.

'MUHALEFET MAĞDURİYETİ İYİ KULLANMALI'

Dünyanın her yerinde seçimin karar verici kitlesi kızgın seçmen grupları. Kendini güvensiz hisseden bir seçmen grubu var. Ekonomik sistemden dışlanmış ve buna kızgınlık duyan bir grup bu. Bizim seçmen ne zaman kızgınlık duysa yaratılan korku toplumuyla sindirildi. Eğer muhalefet bu seçmenin kızgınlık duymasını hissettirirse alınan kararların ne kadar sistemin dışına ittiğini hissettirirse bundan prim toplayabilir.

Cumhurbaşkanı referandumun son döneminde Anayasa tartışmasından çıktı ve seçim dönemi vaatlerine dönüştü. Anayasa tartışmayı bırakıp sıkışan ekonomiyi, bunun ilerlemesi için rejimin değişmesi gerektiğini tartıştı iktidar cephesi. Seçmen buradan olumlu geri dönüş bekliyordu. Ama geçen zaman içinde hiçbir olumlu geri dönüş olmadı.

Referandum sonrasında darboğaza giren ekonomik sistem var. Dolayısıyla hayır cephesi olduğu gibi durumunu korurken evet cephesinde de sıkıntılar doğdu. Bütün muhalefeti bir noktada birleştiren bir mağduriyet var. Muhalefet bunu kullanırsa prim kazanabilir."