Resmi Gazete'de yayımlanan Yüksek Mahkeme kararında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Anayasa Mahkemesi tarafından temelli kapatılan bir partinin isim ve rumuzuyla aynı olduğu gerekçesiyle Türkiye İşçi Partisinin isim ve rumuzunun hükümsüzlüğüne ve siyasi parti sicilinden terkine karar verilmesini talep ettiği hatırlatıldı.
Daha sonra 19 Haziran 1992 tarihli ve 3821 sayılı kanun ile 16 Ekim 1981 tarihli ve 2533 sayılı Siyasi Partilerin Feshine Dair Kanun'un Yürürlükten Kaldırılmasına ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun hükümlerine göre, Türkiye İşçi Partisi'nin 2010 yılında tekrar kurulduğu ve 2017 yılında kapanma kararı aldığı kaydedildi.
Söz konusu duruma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının herhangi bir itirazının olmadığı, bunun 'zımni kabul' anlamına geldiği ve bu durumun da kazanılmış bir hak oluşturduğuna değinilen savunmada, ayrıca 2820 sayılı kanuna 1992'de eklenen ve Anayasa Mahkemesi tarafından temelli kapatılan siyasi partilerin isim, amblem ve rumuzlarının kullanılmasını yasaklayan düzenlemenin, bu hükümden önce kapatılan partiler hakkında uygulanmak suretiyle geçmişe yürütülmemesi gerekti ifade edildi.
'İSMİNİ VE RUMUZUNU KULLANMASINDA BİR ENGEL BULUNMAMAKTADIR'
Yüksek Mahkeme, 3821 sayılı kanunun verdiği söz konusu açık izin ortadayken 2017 yılında kurulan Türkiye İşçi Partisi'nin, 2533 sayılı kanunla feshedilmiş bir parti olan Türkiye İşçi Partisi'nin ismini ve rumuzunu kullanmasında bir engel bulunmadığına hükmetti.
Kararda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Türkiye İşçi Partisi'nin isminin ve rumuzunun hükümsüzlüğüne ve siyasi parti sicilinden terkine karar verilmesi talebinin oy birliğiyle reddedildiği açıklandı.