Gülse Birsel, "Niye el âlemin plastik atık deposuyuz?" başlığıyla yayımlanan yazısında İstanbul Havalimanı'na dair 'bilinmezliklere' yer verdi.
Birsel, şunları kaydetti:
— Havaalanını terminal terminal gezebilelim. Bilgisayar oyunlarında olduğu gibi ‘check-in' kontuvarlarına gidelim, oradan pasaport kontrolüne uğrayıp sonra mağazaların, kafelerin olduğu yerleri görelim, yürüyen bantlarla kapılara geçelim. En azından Türk Hava Yolları'ndan bir domestik, bir uluslararası uçuşun evden uçağa binişe kadar olan kısmını bize birebir yaşatın.
— Bir de lütfen teknik bilgilerle biraz iç rahatlatın. Pistti, rüzgârdı, kuştu, güvenlikti, bir anlatıversin bir mühendis. Yoksa 31 Aralık'ta tüm uçuşlar yeni havaalanına alınacak filan deniyor da bu milletin kolay kolay oradan uçacağı yok. "Hele yılbaşı kalabalığı ve telaşında geçiş yapılacaksa ohoo… Kim bilir neler yaşanacak?" duygusu hâkim.
— Ha bir de. Madem o kadar turistiğiz, ayrıca artık transit merkeziyiz, öyleyiz böyleyiz, 5 yıl sonra yine havaalanları yetmeyecek belki… Atatürk Havalimanı da kalsaydı, sadece devlet erkânı ve özel uçaklar değil, biz sıradan ölümlüler oradan da uçabilseydik ne olurdu?