‘TÜRKİYE ÜZERİNDEN AŞAĞILIK BİR KAMPANYAYDI’
“Çok aşağılık bir kampanyaydı. Türkiye’yi adeta günah keçisi haline getirdiler, yerden yere vurdular ve Türkiye’yi öcüleştirdiler, şeytanlaştırdılar. İngiliz politikasında Türkiye’nin bu çaplı bir kara kampanya konu olmasından ciddi rahatsızlık duyuyorum. Bazı çevrelerin bundan sonra ‘bakınız Türkiye konusu İngiliz halkının AB’den çıkmasına sebep oldu’ şeklinde bir kampanyaya dönüşmesinden de endişe duyuyoruz. Türkiye konusunun Türkiye’nin AB perspektifi konusunun bu yönde bir gelişmeleri tetiklemesinden endişe duyuyoruz. Hiç şüphesiz Türkiye’nin AB süreci bundan etkilenecektir. Özellikle Avrupa politikasının marjinalleşmesi Avrupa’daki liberal politikaların muhafazakar politikaların daha da radikalleşmesi sürecine girmiş bulunuyoruz. Burada hiç şüphesiz göçmenlerin, ırkçı ve yabancı düşmanlarının büyük etkisi var.”
İngiltere’deki kararla Avrupa’nın eski Avrupa olmayacağını vurgulayan CHP’li Yılmaz, Türkiye’nin de bu kararın negatif sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacağını söyledi: “Hükümetin bu kampanya sürecinde bu kadar Türkiye’ye karşı laf edilirken, Türkiye iç siyaset malzemesi yapılırken sessiz kalması üzüntü vericidir. Bundan sonra doğru dürüst bir iletişim stratejisinin yapılması, İngiltere’nin almış olduğu bu kararın Türkiye’nin AB perspektifiyle bir alakasının olmadığını, İngiltere’nin bizzatihi iç işi olduğunu ve Türkiye’nin bir malzeme konusu haline getirildiğinin iyi anlaması gerekir. Yoksa zaten durma noktasına gelen müzakerelerin ve hatta duran bundan sonra canlandırılması yönünde psikolojik bariyerler olacaktır. Bu da bizi rahatsız edecektir” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’NİN MÜZAKERE SÜRECİNDEKİ POZİSYONU ZAYIFLAYACAK’
İngiltere’deki referandum sonucu Türkiye’nin AB ile yürüttüğü müzakere sürecini nasıl etkileyecek? Bu soru üzerine CHP’li Yılmaz, her şeyden önce referanduma konu ya da malzeme olan en baş konulardan birisinin Türkiye’nin AB üyeliği, katılım süreci olduğunu vurguladı. İngiltere’de bu konunun son derece sert işlendiğini belirten Yılmaz, şunları söyledi: “Bundan sonraki süreçte Türkiye’nin Avrupa’daki müzakere sürecindeki pozisyonu bu kararla birlikte daha fazla zayıflayacak. Çünkü bu İngiltere’de alınan sonuç sanki bir noktada da Türkiye’nin dışlanması. Yani sadece İngiltere’nin çıkması değil, Türkiye’nin de uzaklaştırılması şeklinde takdim edilecek. Tabi ki bunu hiçbir suretle kabul etmek mümkün değil. Ama Türkiye karşıtları, Türkiye’nin üyeliğine çeşitli gerekçelerle karşı olan ülkeler veya halklar bunu kullanacaklardır. Yani üyelik sürecimiz daha iletişim açısından doğru bir stratejinin tespiti açısından daha zorluklar ile karşılaşacağımız bir döneme giriyoruz.”
‘AB İLE MÜZAKERELER STRATEJİK BİR HEDEFTİR DEVAM ETMELİDİR’
CHP’li Yılmaz, “Bu karar sonrasında Türkiye’nin AB hedefi devam etmeli mi?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Bizim AB ile müzakereler stratejik bir hedefimizdir. Bu devam etmeli, bunun için Türkiye’de referandum yaparız gerekirse denilmesini de çok anlamlı bulmuyoruz. Çünkü Türkiye zaten müzakere eden bir ülke, istediği zaman zaten hükümet müzakereleri de durdurur. Bunun için referanduma bir kılıf ayarlamanın anlamı yok. Biz bu müzakerelere devam etmeliyiz. Zaten Türkiye konusu AB’de zor bir konudur. Çünkü nüfusu, işgal ettiği coğrafya, insanı, üretim potansiyeli, dinamizmi, komşuları farklı eksenlerde değerlendirilen bir konudur Türkiye. Zor bir süreçtir. Yani Türkiye bir Letonya, Estonya gibi değildir. Farklılıkları olan, ortak değerleri yakalamaya çalışan ve son dönemde de maalesef demokrasi, hukuk ve diğer alanlarda ortak değerlerimizin aşınma yaşandığı bir ülkeyiz. Aday ülkeyiz, müzakere eden ülkeyiz. Tabi ki bunlar Türkiye’nin elini zayıflatacaktır” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, AB konusunda Türkiye’nin de referanduma gidebileceğine ilişkin yaptığı açıklamayı da eleştiren CHP’li Yılmaz, AB’nin bu açıklamayı çok ciddiye aldığını da düşünmediğini söyledi. Yılmaz, “Çünkü sizsiniz müzakere eden, sizsiniz katılmak isteyen. Siz bir şeye üye olmak istiyorsunuz ve konuyu siz referanduma sunuyorsunuz. Sanki AB istiyor, siz Türk halkına sunuyorsunuz. Halbuki biz istiyoruz, stratejik hedefimiz diyoruz. 15-16 fasıldan sonra biz müzakerelerin olup olmayacağını, bundan sonra devam edip etmeyeceğini referanduma sunarız dediğiniz zaman bu AB mantığında anlaşılmaz. Yani yapıcı bir şey olarak anlaşılmaz ve bir etkisi de olmaz. Kendimize zarar veririz” diye konuştu.
CHP’li Yılmaz, İngiltere’nin kararının Kıbrıs’taki müzakerelere de etkisinin olacağını da vurgulayarak şunları söyledi: “Bu kararın çok çok büyük yansımaları olacak. Örneğin Kıbrıs’taki kapsamlı müzakereler konusunda da İngiltere hem AB üyesiydi hem de Kıbrıs’ta garantör ülkelerden birisiydi. Bakınız bu Kıbrıs’taki süreci de etkileyecek. Bu konun çok boyutu var. Bunun İngiltere içinde yansımaları olacak, AB içinde yansımaları olacak, dünyada yansımaları olacak ve Türkiye’ye dönük yansımaları olacak. Kapsamlı bir konudur, bu konun her açıdan değerlendirilmesine şahit olacağız. Kıbrıs konusundaki İngiltere’nin tutumu farklılaşacak. AB içinde olmayan bir İngiltere ile karşılaşacağız.
‘BU KARAR İNGİLTERE’NİN ABD İLE İTTİFAK İLİŞKİNİ GÜÇLENDİRİR’
İngiltere’nin bundan sonra daha fazla ulusal çıkarları ön plana çıktığı, daha fazla muhafazakârlaştığı, daha fazla içine kapandığı bir döneme gireceğini savunan Yılmaz, “Daha milli bir politikaya bürünüyor. O zaman da ittifak konusu gündeme gelecek. O ittifakı da yapabilecek en yakın ülke ABD. ABD ile ittifak ilişkini daha fazla güçlendirecek” dedi. Yılmaz, AB’den ayrılmış bir İngiltere ile Türkiye’nin de ilişkilerinin farklılaşacağını belirtirken, Türkiye’nin müzakere sürecinde fasılların açılmasına destek veren İngiltere’deki bu karar ile Türkiye’nin AB ile müzakere sürecinde de zorluklar yaşayacağını vurguladı.
