soL gazetesinin yayınlandığı dönemde gazetenin dış haberler servisinin başında olan gazeteci Ali Örnek, Enver Aysever'in RS FM'de sunduğu ‘Oyuna Devam' programına katılarak ABD seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ortadoğu uzmanı Örnek, WikiLeaks belgelerinin Hillary Clinton'ın oylarını aşağıya çektiğini söyledi. Örnek, "Obama döneminde ortaya çıkan geriden öncülük modelinin bir şekilde Trump döneminde de devam edeceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
‘BU SONUÇLARI BEKLİYORDUM'
Aysever'in ABD seçimlerinin Ortadoğu ve Türkiye'ye etkilerini sorduğu Ali Örnek, "Bu sonuçları bekliyordum. Beklememin nedeni ABD'de 2008 seçimlerinden sonra oluşan tabloydu aslında. ABD'de 2008 krizinden sonra beyaz işçi sınıfı dedikleri kesim inanılmaz bir yoksullaşma içine girdi. Trump bu kesimlerin temsilcisiydi bir nevi. Ne kadar samimiydi, değildi o ayrı bir tartışma ama seçim kampanyasında buna dikkat etti. Karşısında da Clinton vardı. Aslında bu iki modeli sembolize ediyor. Bir grup, Clinton ekseni için söyleyecek olursak, biz finansal sermayeye bağlı olarak büyümeye devam edelim ve gerektiğinde askeri gücümüzle pazarları açalım. Clinton'ın bu dış politika söylemleri özellikle Ortadoğu'ya da yansıyordu, mesela ‘Benim birinci önceliğim Esad rejimini devirmek olacak' diyordu. Trump ise bu politikanın biraz daha dışında ABD'nin finans sermayesine dayalı değil, yerli üretime dayalı büyüyerek, Çin'le rekabette ABD'yi güçsüzleştiren etkenleri ortadan kaldırarak başka bir yayılma modelinden bahsediyordu. Dolayısıyla Trump ise daha fazla Ortadoğu'daki modeli terk etmek şeklinde bir kanaat uyandırdı" dedi.
‘TRUMP ORTADOĞU HAKKINDA ÇOK ÇELİŞKİLİ MESAJLAR VERDİ'
Obama'nın aslında ‘barış' diyerek geldiğini ama Obama döneminin ABD'nin en uzun zaman savaştığı dönem olduğunu hatırlatan Ali Örnek, "Bunların bazıları doğrudan savaşlardı, bazıları da vekiller aracılığıyla yürütülen savaşlardı. Suriye savaşı ikinci modelden biriydi. Bu model yayılmacı modelin devamıydı. Dediğim gibi askeri güçle pazarları açmak, bu anlamda en büyük rakip gördükleri Rusya'yı askeri güçle caydırmak gibi bir modele dayanıyordu. Trump ise Ortadoğu için çok çelişkili mesajlar verdi. Bir, İsrail'in başkenti olarak Kudüs'ü tanıyacağını söyledi. Ertesi gün, İsrail'e verilen 1 milyar dolarlık askeri desteği keseceğini söyledi" dedi.
‘WIKILEAKS ABD MEDYASINI YENDİ'
ABD medyasının yanlış ata oynadığını söyleyen Ali Örnek, "Benim kafamdaki ilk şey, WikiLeaks büyüktür ABD medyası gibi bir durum. WikiLeaks'te çıkan sızıntılar bütün ABD medyasının Clinton'a verdiği desteği eritmiş oldu. Bu gerçekten büyük bir olay. ABD medyası, kendi içindeki ilişkilerden dolayı bazı şeyleri görmekten aciz ya da görmek istemiyor. Bunu içlerinde olmadığımız için tam olarak bilemiyoruz tabii. ABD'de bir tepkinin yükseldiği çok açıktı. Bu Avrupa'da da zaten öncü dalgalarını verdi. İngiltere'de Brexit oldu, Avrupa Birliği'ni terk etme kararı aldılar. Bugün Avrupa'da aşırı sağ yükseliyor. ABD medyası biraz Clinton'ı destekleyen sermaye çevreleriyle fazla içli dışlı olduğu için bunu görmek istemedi" ifadelerini kullandı.
‘FETHULLAH GÜLEN'İN İADESİ MESELESİ KENDİ İÇ DENGELERİYLE DE ALAKALI BİR ŞEY'
"Türkiye için Trump bir kazanç mı?" sorunu da yanıtlayan Ali Örnek, şunları kaydetti:
Tabii ki Trump ve Clinton iki ayrı kliği yansıtıyor ama bu keskin bir kopuşu temsil etmiyor. Fethullah Gülen'in iadesi meselesi kendi iç dengeleriyle de alakalı bir şey. Bu dolayısıyla Clinton'ın ya da Trump'ın ‘al kardeşim Gülen'i' diyebileceği bir konu değil. Konu ABD yargısına da taşınmış durumda, öyle bir süreç de işliyor. Ama şunu söyleyebiliriz… Trump Ortadoğu'dan çekilmek ve daha içe kapanmak şeklinde bir modeli benimsiyor. Türkiye'nin Ortadağu'daki bugüne kadarki en büyük sorunu öncülük pozisyonunu üstlenen ABD'nin bu pozisyondan geri çekilmeye başlamasıydı. Dolayısıyla Ortadoğu'da işler Türkiye için daha da karmaşıklaşacak. Ama dediğim gibi iki aday da Ortadoğu ile çelişen çok fazla şey söylüyorlardı. Net olarak şunu yapacaklar dememiz zor. Ben Obama döneminde ortaya çıkan geriden öncülük modelinin bir şekilde Trump döneminde de devam edeceğini düşünüyorum. Ama tabii bu konuda daha uzlaşmacı olacaklardır. Özellikle de Suriye konusunda. Bir yandan da ‘Esad'ı devireceğim' diyen bir Trump var çünkü, bunun arkasında duracaktır."
