FETÖ ile mücadelede, henüz yüzey olunduğuna dikkat çeken İçişleri Bakanı Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "FETÖ'nün yüzde yüz temizlendiğini söylemek, neredeyse 24 saatimizin önemli bir bölümünü uğraştığımız bir terör örgütünün yüzde yüz temizlendiğini söylemek, elbette ki isterim. Ama bunun bugün mümkün olmadığını ifade etmek istiyorum. İddialı bir söz daha söyleyeyim. Henüz daha yüzeyindeyiz. İnanın FETÖ konusunda bizim bildiklerimizi bilmiş olsanız 2 saat, 3 saat uykunun bile fazla olduğunu hep beraber görmüş oluruz. Çok daha derindeler ve öyle sirayet etmişler. Ne kadar yerlere sirayet ettiklerini gördükçe her gün şaşkınlık içinde ama işimizin odaklanmasından hiç sapmadan yolumuza devam etmeye çalışıyoruz. Belki de dünyanın bundan sonraki yüzyıllarda ders olarak nitelendirilecek bir terör örgütü stratejisi ortaya koymuşlar."
'RUTİNİN DIŞINA ÇIKMAMIZIN DÖNEMİDİR'
FETÖ ile mücadelenin devam ettiğini dile getiren Soylu, "FETÖ, Avrupa'nın alışık olduğu türden bir terör örgütü değildir. Bizim gördüğümüz öyledir. Bunu dışarıya çok doğru ve ikna edici şekilde anlatmalıyız. Birçok Avrupa ülkesi FETÖ'yü hala okullar açan bir yardım kuruluşu gibi maalesef görmektedir. Özellikle FETÖ okullarının devri konusunu hep beraber takip etmeliyiz. Rutinin dışına çıkmamızın dönemidir. Yani bildiklerimizin, bize öğretilenlerin, bazen diplomatik nezaketlerin; çünkü ortaya koymuş olduğumuz nezaketlerin tamamı maalesef muhataplarımız tarafından eksik anlaşılmaktadır. Türkiye, dostluğundan imtina edilecek bir ülke değildir" dedi.
'İTTİFAKLARIMIZIN SAYISINI ARTIRMALIYIZ'
'GÜZEL CUMHURİYETİMİZ, MİLLETİN BİR GELECEK SENEDİDİR'
Cumhuriyetin, Türk milletinin bir ittifak senedi olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, "Biz 21. yüzyıla geleceği iyi tanımlayarak, ayaklarımız üzerinde sağlam basarak, devam ediyoruz. Biz güzel cumhuriyetimizi hep beraber kurduk. 1923. Güzel cumhuriyetimiz, bu milletin bir ittifak senedidir. Tekraren ifade ediyorum, bir birlik sebebidir. Güzel cumhuriyetimiz, bu ülkenin ve bu milletin bir gelecek senedidir. Hiç kimse birbirini ayırmamıştır. Türk'ü, Kürt'ü, Alevi'si, Sünni'si. Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra bu coğrafyanın kendi insanı olarak kabul ettikleriyle beraber bir büyük Kurtuluş mücadelesi gerçekleşmiştir. Herkes bu istiklal mücadelesinde, istiklal mücadelesinin sonunda oluşan tabloyla bir bütünleşme ve birlik içerisinde geleceğe adım atmıştır" dedi.
'ALEVİLER, MENDERES VE SAYIN CUMHURBAŞKANI'MIZIN DÖNEMİNDE RAHAT ETMİŞTİR'
"Terör örgütlerinin Türkiye'nin üzerinde birilerinin talimatlarıyla beraber insanlarımızı tehdit eden, korkutan anlayışları var olduğu halde bugün Yüksekova'dan Şemdinli'ye kadar bugün Cizre'den Şanlıurfa'ya kadar ellerinde ay yıldızlı bayraklarıyla bireysel özgürlüklerinin en üst noktasında o sokaklarda ve meydanlarda adım atılabiliyorsa demek ki sessiz devrim, Türkiye'de çok önemli sonuçlar elde edebilmiştir. Bunu da ısrarla ve çok önemli bir iddiayla söylemek istiyorum. Aleviler, siyasi hayatta ve devlet hayatında iki dönemde rahat etmiştir. Birisi rahmetli (Eski Başbakan) Adnan Menderes döneminde, ikincisi de Sayın Cumhurbaşkanı'mızın başbakan olduğu ve 2002'den itibaren bugüne kadar kendilerini rahat anlatabilme ve rahat bir süreci götürebilme zaman dilimi içerisinde. Bunu istismar etmek istediler; ama sonuç alamadılar."