“Füze savunma sistemlerinin istikrarsızlığa götürebilecek bir yanı olduğunun açık. Kontrolsüz ve sınırsız şekilde bu sistemlerin konuşlandırılması güveni baltalıyor, silah yarışını tetikliyor” diyen Şoygu, ABD’nin Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan (INF) çıktığı bu dönemde bunun özellikle güncel bir durum olduğunu vurguladı.
‘ABD, RUSYA VE ÇİN’E KARŞI SİLAH GELİŞTİRİYOR’
Şoygu, ABD’nin INF’den çıkmasından sonra bu tür silahların geliştirilmesinin Rusya ve Çin’in caydırıcılık potansiyelini baltalamaya yönelik olduğunun açık hale geldiğini kaydetti.
Şoygu “Partnerlerimiz birçok görüşmede bunu reddetti. Ancak ABD, kâğıt üstünde resmi olarak füze savunma sistemleri alanlarındaki çalışmaların Rusya’ya yönelik olduğunu sağlamlaştırıldı. Bu da sistemler konusunda yaptığımız değerlendirmelerin doğruluğunu bir kez daha ortaya koydu. ABD kendi toprakları dışına füze savunma sistemleri konuşlandırıyor, müttefiklerine de ABD topraklarını balistik füze saldırılarından koruma görevi veriyor. Müttefikleri, Washington’ın güvenlik alanında aldığı maceraperest kararların esiri haline geliyor” ifadelerini kullandı.
Şoygu’ya göre, “Kendin uydur kendin inan” prensibi ile Rusya’yı Batı için başlıca tehdit olarak göstermek NATO’nun ağırlıklı politikası haline geldi.
Şoygu “Bir Rusya tehdidi uydurup bununla kendilerini korkutuyorlar. İttifak, Rusya sınırlarında askeri yapılanmalar kurmak veya Karadeniz ile Baltık Denizi’ndeki faaliyetlerini arttırmak gibi eylemleri ile gerginliği tırmandırıyor. Bu durumda Rusya’nın yeterli bir tepki verme ihtiyacı doğuyor. NATO’nun eylemlerine vaktinde ve simetrik yanıtlar vereceğimize temin ederim” dedi.