Mevcut durumun, 2015’teki durumdan farklı olduğunu yazan Yusin, şimdi Moskova ve Ankara ikilisinin birbirine çok daha yakın olduğunu, doğal gaz ve nükleer alanlar dahil ortak projelere bağlı olduğunu ve ABD’nin baskısına rağmen S-400 hava savunma sistemleri anlaşmasını hayata geçirebildiğini kaydetti.
İdlib’de, Türkiye’nin kendi özel çıkar alanı olarak gördüğü yerlerde artık Türk askerlerin görüldüğünü belirten gazeteci, “TSK belli bir süre sonra ilerleyen Suriye ordusu ile karşılaşacak. Bu durumda cephe stabilize olacak. Sonra seçenekler mümkün. Türk ve Suriye orduları arasında bir nevi tampon oluşturmak ve aralarında olası çatışmayı önlemek için bu bölgelere Rus askeri polis girebilir” ifadelerini kullandı.
Bu senaryonun, Şam ve Ankara açısından idealden uzak olduğunu kaydeden Yusin, “Esad, ülkenin tüm topraklarını kurtarmak istediğini dile getirirken Erdoğan önceki anlaşmaların ihlal edildiğini ve son taarruz sonucu Türkiye’nin sorumluluğundaki bölgenin azaldığını savunuyor” dedi.
Tarafların, mevcut durumu kabul etmek zorunda kalacağı belirtilen yazıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın anlaşılabileceğini, çünkü ülkesinin yeni sığınmacı akışıyla karşı karşıya olduğu ve bu akışla baş edemeyebileceği ifade edildi.
Yusin, “Ankara’nın bu argümanları Şam’ı olmasa da Moskova’yı mutlaka etkilemeli. Yani uzlaşmak için temel var. Sadece tüm taraflara yüzünü koruma fırsatını verecek yeni anlaşma biçimini almalı” diye kaydetti.
