Foreign Policy: Biden'ın Ukrayna politikası, Putin'i kışkırtıp Dünya Savaşı çıkarma korkusuna teslim

Biden yönetiminin baştan beri Putin'i kışkırtıp 3. Dünya Savaşı çıkarma korkusuyla elindeki tüm imkanları Ukrayna için seferber etmediğine dair bir manzara çizen Foreign Policy dergisi, bu korkunun, Biden'ın Ukrayna'ya desteği sınırlamasına ve hatta Zelenskiy'i Rusya ile masaya oturmaya zorlamasına yol açabileceğini öngördü.

ABD'nin Foreign Policy (FP) dergisi, 'Biden'ın Ukrayna'daki yumuşak karnı' başlıklı makalede, "Biden yönetiminin Putin'i kışkırtma ve 3. Dünya Savaşı riskine girme korkusu, Ukrayna için daha az şey yapma bahanesi haline geldi" görüşüne yer verildi.

ABD'li düşünce kuruluşu Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nün (American Enterprise Institute) kıdemli araştırmacısı Danielle Pletka'nın yazdığı makalede, Biden yönetiminde Ukrayna ile ilgili bir alt akıntıdan rahatsızlık ifade edilerek, bununla ilgili iki örnek verildi.

In every instance in which Ukrainian forces have pushed beyond the low expectations of the Pentagon, the White House has required persuasion and nagging to move to the next level in its plans for Ukraine.https://t.co/YJiwxQIjhb

— Foreign Policy (@ForeignPolicy) October 13, 2022

Sullivan: 2. hedef 3. Dünya Savaşından kaçınmak

2022 yazının sonunda ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan “Başkan Joe Biden'ın Ukrayna'ya vermeye hazır olmadığını söylediği bazı kabiliyetler var. Bunlardan biri de 300 km menzile sahip füzeler. Çünkü ABD'nin temel amacı Ukrayna'yı desteklemek ve savunmak olsa da, bir diğer önemli hedefi 3. Dünya Savaşı yoluna girmememizi sağlamaktır" dedi.

Dugina suikastı sızıntısının maksadı

Haftalar sonra Biden yönetiminden üst düzey yetkililer, 'Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in müttefiki' diye niteledikleri ünlü Rus siyaset uzmanı Aleksandr Dugin'in siyasi yorumcu kızı Daria Dugina suikastına ilişkin soruşturmanın sonuçlarını sızdırdı.

Makalede "Bazı Ukraynalı yetkililer, Daria Dugina'nın bomba yüklü araçla öldürülmesinin, Kremlin'in Kiev'deki 'Nazilere' karşı düşmanlığı kışkırtmaya yönelik sahte bayrak operasyonu olabileceğini öne sürdü" denilerek şöyle devam edildi: "Ama ABD hükümetinden 'üst düzey yetkililer', 'Hayır, Ukraynalılar yaptı' diye ısrar edip ABD'nin parmağı olmadığını telaşla ekledi."

Makaleye göre bunun altında 'Ukrayna'yı tam olarak destekleme konusunda tereddüt, hayati silahların tedarikinde yavaşlık ve ABD Başkanı ile ekibinin defalarca 3. Dünya Savaşı tehdidi olarak tanımladıkları şeyden neredeyse patolojik korkusu' yatıyor.

'Maliyetler artmaya devam ederse'

Kongre'deki ulusal güvenlik yetkililerinin bundan rahatsızlıklarını kendisine anlattığını yazan Pletka, "Çatışma uzayıp gider ve maliyetler artmaya devam ederse, Beyaz Saray'ın Moskova ile müzakere edilmiş bir barış için Ukrayna'ya baskı yapmaya başlamasına - örneğin, Kiev'in Kırım'ı geri almasından önce veya daha da erken zamanda savaşın sona ermesine- dair ciddi bir riske işaret ediyor" diye yazarak şöyle devam etti:

"Bu yılın başları daha umut vericiydi: Şubat ayının ilk haftalarında, Biden yönetimi, Rusya'nın Ukrayna'yı bir savaşa neden olmakla suçlamaya yönelik planları, hamleleri ve komploları hakkındaki istihbaratın gizliliğini kurnazca kaldırdı. Bu da Biden'ın ulusal güvenlik ekibinin formunda ve olacaklara hazırlıklı olduğunu vaat etti. Tuhaf şekilde olay gerçekleştiğinde öyle değildi."

'Baştan beri silah vermekte ayak sürüdüler'

Makalede, 2021'de Rusya'nın Ukrayna sınırındaki askeri yığılmasına rağmen, Biden yönetiminin Başkan'ın acil durumda Kongre onayı olmadan ABD stoklarından silah transferine izin veren Presidential Drawdown Authority (PDA) kapsamındaki Ukrayna'ya 60 milyon dolarlık askeri yardımı bloke ettiği, üstüne bunu yalanladığı, sonra Sulivan'ın Rusya Ukrayna'ya girerse serbest bırakılacağını söylediği, sonunda Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'in Eylül 2021'deki ABD ziyaretinden önce Ağustos 2021'de serbest bıraktığı, ama ardından eski oyununa geri dönen Biden yönetiminin Rusya'yı kışkırtacağı gerekçesiyle Ukrayna'ya Stinger füzelerinin teslimatını bloke ettiği, aralık ayında 200 milyon dolarlık askeri yardımı bloke ettiği ve Baltık ülkelerinin Ukrayna'ya Javelin ve Stinger teslim etmesine onay vermediği sıralandı.

Pentagon'un 'Rusya'yı kızdırmayalım' söylemi

'Ocak ayına gelindiğinde, Biden yönetiminin yönetim içindeki belirli çevrelerden (Pentagon) gelen “Rusya'yı kızdırmayalım" söylemini tamamen benimsediği ve Doğu Avrupa'daki kuvvet sayısını azaltmayı düşündüğü' aktarılarak "Ertesi ay, savaş patlak verdi ve Beyaz Saray hukukçuları bunun ABD'yi savaşa taraf yapabileceğini ileri sürdüğünden, Ukrayna'ya istihbari ve askeri yardım sekteye uğradı" denildi.

'Eldeki imkanlara kıyasla çok yavaş'

Mart ayında Biden'ın MiG-29 jetlerinin Polonya'dan Ukrayna'ya transferini engellemesinden ötürü Ukraynalıların hala yeterli hava gücüne sahip olmadığı, haziran ayında aylarca gecikmeden sonra, Biden yönetiminin oyunun kurallarını değiştiren Yüksek Hareketli Topçu Roket Sistemlerini (HIMARS) teslim ettiği, ancak Pentagon'un ABD stoklarını daha fazla tüketmeye karşı çıkması nedeniyle yalnızca 16 adet teslimat yapıldığı, geçen hafta Pentagon'un 2 yıl içinde teslim edilmek üzere 18 HIMARS tedariki daha duyurduğu aktarıldı.

"Beyaz Saray'ın Rusya'ya karşı akıl oyunlarında sergilediği stratejik beceriden uzak şekilde Ukrayna'nın askeri savunmasının inanılmaz başarı öyküsündeki her bölüm endişe dolu geçti" denilen makaleye göre hem Senato hem de Meclis Silahlı Hizmetler Komitesi'ndeki Demokratlarla Cumhuriyetçilerinin öfkesine rağmen, Beyaz Saray, elindeki imkanlara kıyasla Ukrayna'ya çok yavaş silah tedarik ediyor, hatta 2 milyar dolarlık bir askeri yardım yetkisinin süresinin geçmesine yol açtı.

'Ukrayna'ya askeri yardımlar konusunda Biden'ın çekingen Avrupalılar ve tutarsız Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile kıyaslanarak savunulmaması gerektiği, ABD'nin Ukrayna için yapabilecekleri ile Biden yönetiminin fiilen yaptıklarının kıyaslanmasının soru işaretleri doğurduğunu' savunan makaleye göre bunun yanıtı, Biden'ın ulusal güvenlik ekibine göre 3. Dünya Savaşı ya da bizzat Biden'ın geçen hafta yaftaladığı gibi Armageddon ihtimalinde yatıyor.

'3. Dünya Savaşı gerçek bir olasılık mı?'

Makale, "Beyaz Saray ve Pentagon yetkilileri, nükleer senaryoyu 'muhtemel' görmediklerini vurgulasalar da, basın, Sullivan, Savunma Bakanlığı Savunma Politikalarından Sorumlu Müsteşarı Colin Kahl ve diğerlerinin tansiyonun tırmanmasından yakınan sözlerinden geçilmiyor. Ama neden? 3. Dünya Savaşı gerçek bir olasılık mı? Putin'in nükleer tehditleri gerçek mi? Yoksa 'Armageddon' ve '3. Dünya Savaşı', Beyaz Saray'ın Ukrayna'yı tam teşekküllü savunmaktan kaçınmak için kucakladığı korkuluklar mı" diye sorarak şöyle devam etti:

"Baş görevi Amerikan halkının güvenliğini savunmak olan Biden, en kötü senaryoları düşünmekte ve bunlara düşmekten kaçınmakta, Putin'in tehditlerini ciddiye almakta haklı. Ancak Rus ordusunun Fulda Boşluğu'ndan akın etmek şöyle dursun, oldukça küçük Ukrayna ordusunu yenemeyecek durumda olduğu aşikar."

"Putin gerçekten meşhur torpidoları ateşlemeye ve Ukrayna'ya taktiksel nükleer saldırı başlatmaya karar verebilir mi? Belki. Peki ya ABD ya da başka bir NATO müttefikine? Neden? Niçin? Bu sadece irrasyonel değil, delilik - garantili yıkım. En pasifist liderler bile buna yanıt vermek zorunda kalır."

'Biden, Kremlin'i kışkırtmaktan her zamankinden çok korkuyor'

"Ancak giderek artan şekilde, görünen o ki, bu en kötü hale dair humma kabusları, potansiyel kıyametin net bir öngörüsü olmaktan ziyade, Biden yönetiminin Kremlin'i 'kışkırtmaktan' her zamankinden daha fazla korkarak Ukrayna için daha az şey yapmasının bir başka bahanesi. Şüphelenmek için bolca tarihi delil var."

'Obama ile aynı kafa'

Biden, Sullivan, Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ukrayna konusunda kilit karar verici konumuna gelen Kahl'ın hepsinin eski Demokrat Başkan Barack Obama'nın yönetiminde yer aldığı hatırlatılarak "O halde Obama'nın Ukrayna ve Rusya ekibini yöneten düşüncenin şimdi Biden yönetimine de hükmetmesi şaşırtıcı değil" vurgusu yapıldı.

'Obama'nın ilk tedariki 300 bin öğün hazır yemekti'

2014'te Kırım'ın Rusya'ya bağlanması sürecinde hem Kiev'den hem de Kongre'den gelen ricaları geri çeviren Obama yönetiminin Ukrayna'ya anlamlı öldürücü askeri yardım sağlamayı reddettiği, Mart 2014'te gönderilen ABD askeri yardımının ilk diliminin 300 bin öğün hazır yemek olduğu, Beyaz Saray'ın 'Ukrayna için güç kullanımının tercih edilen bir seçenek olmadığını' belirterek "Ukrayna ordusunun Rus ordusuyla eşit duruma getirileceği bir senaryo olmayacak" dediği, Eylül 2014'te Ukrayna'ya gece görüş gözlüğü ve battaniye sevkiyatı yapıldığı sıralanan makalede, Trump yönetiminin Obama'nın Ukrayna'ya öldürücü ekipman tedarik yasağını tersine çevirdiği, ama bu kez de 210 Javelin füzesi ve 37 fırlatıcının Moskova'ya karşı yalnızca 'stratejik caydırıcı' olarak kutuda tutulmasını şart koştuğu, Trump sonrası Biden yönetiminin de Ukrayna'ya öldürücü teslimatları hızlandırma konusunda temkinli davrandığı aktarıldı.

Kasımdaki ara seçimlerden sonra çıkacak sesler

Trump'ın Biden konulu Zelenskiy ile meşhur telefon konuşması üzerine Beyaz Saray'daki görevinden ayrılan emekli yarbay Alexander Vindman'ın şubatta The Atlantic'de 'Biden yönetiminin Ukrayna silahlı kuvvetlerine kullanabilecek yetkinlikte olmadıkları gerekçesiyle Patriot uçaksavar füzeleri veya Harpoon gemisavar füzeleri gibi gelişmiş silah sistemleri sağlamayı reddetmesinin Putin'e serbest hareket alanı verdiği' eleştirisini getirdiği hatırlatılarak, kasımdaki ara seçimler bağlamında şu manzara çizildi:

"Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi ve/ya Senato çoğunluğunu devralması, daha fazla karmaşa vaat ediyor. Çok sayıda kıdemli Cumhuriyetçi, Beyaz Saray'ı Ukrayna'ya silah teslimatının hızını ve kalitesini artırmaya çağırırken, ara seçimlerden sonra muhtemelen daha da büyüyecek olan yüksek sesli bir azınlık, Ukrayna için harcanan her kurşuna ve her kuruşa sövecek. Bu azınlık, yönetimdeki daha fazla itidal savunucuları arasında bir muhatap bulabilecek mi?"

'Putin'i kızdırabilecek şeyleri ölçüp biçerek'

'Ukrayna politikasının yönünün belirsiz, Biden modelinin ise net olduğu, bunun Putin'i kızdırabilecek şeyleri ölçüp biçerek Ukrayna'ya silah teslimatlarının hızını ve kalitesini artırmaya veya azaltmaya çalışmak olduğu, Biden'ın Ukrayna'da taktik nükleer saldırı korkusu hayal gücünü ele geçirdikçe kaplanı dürtme konusunda daha fazla endişeleneceği' yorumu yapan makale şöyle noktalandı:

"Henry Kissinger'ın aşırı gerçekçi danışmanlığı uyarınca, Başkan'ın endişeleri hangi noktada Kiev'e çatışmayı dondurması ve müzakere masasına oturması için baskıyı artırmasını dikte edecek? Bilmek imkansız."

"Biden, Kiev'i tam zafere ulaşmadan önce savaşı bitirmeye zorlamak için Ukrayna'ya savaş sonrası yeniden yapılanma yardımı ihtimalini hangi noktada kullanmaya başlayacak (halihazırda yüz milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor)? Belki de yapmaz."

'Ukrayna'ya askeri yardımları daha da kısıtlama yolunda'

"Ancak Biden'ın ulusal güvenlik ekibinin sicili, mali yardım ve silah satışlarıyla ilgili kanıtlar ve Başkan'ın her zamankinden daha fazla panikleyen söylemi, Obama döneminin Ukrayna politikasının hayaletinin daha da büyüyeceği ve Ukrayna'daki özgürlük güçlerine her zamankinden daha kısıtlı destek vaat edeceğine işaret ediyor."