‘Rusyagate değil, aslında Ukraynagate var daha ciddi ve nesnel’

Emre Köse’ye göre ABD’de liberal medya sansürü altındaki Trump CNN söyleşisiyle geri dönüşünde ‘mantıklı ve aklıselim’ tutumuyla dikkat çekti. Trump’ın başkanlığına damga vuran Rusyagate’in fos çıkması, kaynak olanların yargılanmasına atıf yapan Köse, aslında ABD’de ‘Ukraynagate’ için nesnel zemin bulunduğunu vurguladı

ABD’de 2020 seçimlerinin rakipleri Demokrat Joe Biden ile Cumhuriyetçi Donald Trump’ın aday adaylıklarını ilan etmeleriyle 2024 seçim yarışı şimdiden başlamış görünüyor. Biden yönetiminin enflasyon, bankacılık sistemindeki sarsıntılar, temerrüt riski ve geçen kasımdaki ara seçimlerde Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçilerin ipleri ele almasıyla zorlandığı bir dönemde Trump, başkanlığının son döneminden itibaren alenen sansürlendiği ana akıma döndü. Bu hafta liberal CNN’de kendi döneminde Beyaz Saray muhabirliği yapmış Kaithin Collins’e konuk oldu. Ancak Trump’ı sıkıştırma hamlesi ters tepmiş görünüyor.

Trump eski taciz davalarıyla sıkıştırıldığı bir dönemde CNN’de muhaliflerin bile teslim ettiği bir performans sergiledi. Özellikle dış politikada barışçı vurguları eksik etmedi. Collins’in üç kez ‘Ukrayna mı, Rusya mı kazansın’ diye futbol takımı yarıştırma sorularından, ‘önemli olan kimsenin ölmemesi, barışa ulaşmak’ diyerek sıyrıldı. Kendini buna yapabilecek başkan olarak sundu.

Ancak Trump’ın kazanmak için Amerikan kamuoyunu yoğuran liberal medyayı da yenmesi gerek. Zira seçim süreçlerinde atıf yapılan ‘troller’ başlığı Twitter ifşaatları eşliğinde patlamış olsa da, başkanlığına fos çıkan Rusyagate’in belirlediği algı operasyonları bitmiş değil. Biden’ın oğlu Hunter’la ilgili doğrulanan skandal ve en son Cumhuriyetçilerin ortaya attığı başkan yardımcılığı döneminde makamını ailesine ekonomik kazançlar için kullandığı ithamlarına ise pek ilgili gösterilmiyor.

Trump’ın başkanlığına damgasını vuran, Avrupa’da bir süre gündeme sokulmaya çalışılsa da işe yaramayan ‘Rusya’ teması Türkiye’ye de ithal edilmeye çalışılırken, ABD’deki liberal kumpasların yakın tarihini dış politika yazarı Emre Köse ile konuştuk.

‘Trump gibi duygusal kontrolü zayıf biri bile daha mantıklı, aklıselim konuşuyor’

Emre Köse’ye göre, ABD’de kasımdaki ara seçimlerle oluşan Kongre’de Cumhuriyetçilerin elinin güçlenmesi durumu değiştiriyor. Biden’ın popülaritesindeki düşüşe dikkat çeken Köse, enflasyon, banka iflasları ve Ukrayna’ya verilen koşulsuz yardımlara tepkileri vurguladı. Köse böylesi koşullarda Trump’ın CNN’de mantıklı ve aklıselim konuşan bir lider görünümü sunduğunu söyledi:

“Bugün oluşan Kongre geçen kasımdaki ara seçimlerde oluştu. Aslında süreç orada başlamıştı. ABD’deki ana akım medya dahi Başkan Biden’ın popülaritesinin düştüğünü söylüyor. Enflasyon, Ukrayna’ya verilen koşulsuz yardımlar, Hunter Biden hikayesi veya Biden’ın başkan yardımcılığıyla ilgili rüşvet iddiaları ile sanki böyle bir süreç ortaya çıktı. Trump’ın çıkarıldığı CNN’de sanki bir meydan dayağı çekme çabası vardı. Ama Trump gibi duygusal kontrolü zayıf bir figür bile şu an Amerika’da daha mantıklı, aklıselim konuşabilecek bir hale gelmiş oldu. Ukrayna ile ilgili söylediği şeyler bence çarpıcıydı: ‘Ukrayna’daki savaşı 24 saatte bitiririm ama ben taraf tutmakla ilgilenmiyorum’ dedi. Trump, Amerikan sermayesini merkantilist kanadını iyi bir temsilcisiydi. Onların çıkarını her zaman kollayan bir figürdü. Özellikle Ukrayna çatışması sonrası başlayan iktisadi kriz süreçleri, banka iflaslarının korkuya neden olmasıyla Trump’ın popülaritesi artmış görünüyor.”

‘New York Post dizüstü bilgisiyardaki iddiaları yazdığında linçe maruz kalmıştı’

Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın skandalının ABD ana akımı tarafından hasıraltı edildikten sonra Rusya’nın Ukrayna harekatının yarattığı puslu havadan istifadeyle doğrulandığını belirten Köse, daha öncesinde uygulanan ağır sansüre dikkat çekti:

“Hunter Biden’ın dizüstü bilgisayar skandalını o kadar süre reddettikten sonra 2022 Mart ayında Rusya’nın askeri müdahalesinin puslu bir hava yarattığı ortamda New York Times gazetesi, ‘Bu doğruydu’ diye haber yaptı. Oysa daha önce New York Post yazdığında linçe maruz kalmıştı. Ve New York Post’un haberiyle gündeme gelen Hunter Biden iddialarını ana akım basında görememekle kalmamıştık, Facebook, Twitter’da özel mesaj yoluyla bile gönderemiyordunuz. New York Post linkini attığınızda uyarı çıkıyordu.”

‘Rusyagate’i üreten Steele ve kaynağı yalan beyandan mahkum edilmişti’

Emre Köse, Trump’ın başkanlık dönemine damgasını vuran ‘Rusyagate’i fabrike eden eski MI6 casusu ve kaynağının Britanya ve ABD’de sonradan yalan beyandan mahkum olduklarını da anımsattı:

“Rusyagate sadece 2016’dan sonra kullanılmadı, Biden’ın 2020’deki seçim kampanyasına da sarktı süreç. Nüansları gözden kaçırarak büyüttüler. Mesela, eski MI6 casusu Christopher Steele, Rusyagate’de kaynak olan onun dosyasıydı, aslında Rusyagate’i fabrike eden oydu. Oysa bu dosyada zarar gören Rus sermayedarları nedeniyle Britanya Yüksek Yargısı yalan beyanda bulunmaktan Steele’i tazminata mahkum etmişti. Dosya içinde çok acayip şeyler de vardı. Kaynak gösterilenlerden birisi olan Igor Danchenko’nun çelişkili ifadeleri vardı. Danchenko da FBI’a yalan söylemekten ABD’de mahkum edildi. Aslında bunun dışında şeyler de vardı.”

‘Aslında Ukraynagate var ve daha ciddi ve nesnel’

Emre Köse, ABD’de fos çıkmış Rusyagate değil asıl Ukraynagate skandalı olduğu görüşünde. Hunter Biden olayının dışında Clinton Vakfının yolsuzluklarına uzanan iddialara atıf yapan Köse, hepsinin hasıraltı edildiğini söyledi. Köse’ye göre, bugün Ukrayna’ya aktarılan yardımlar da bir şekilde Amerikan silah tekellerine dönüyor:

“Asıl Ukraynagate var ki o daha ciddi ve daha nesnel temellere dayanıyor. Hunter Biden’ın Ukrayna’daki enerji şirketi Burisma’nın yönetim kuruluna girmesi, buradaki yolsuzluk sürecinin haricinde Ukraynalı bir isim Atlantik Konseyi’nin konuk yazarlarındandı, ‘Victor’ diye bir Ukraynalı sermayedar vardı, ülke için aldıkları kredinin Clinton Vakfı’na kara para aklama şeması olarak bağlanması vardı. Bunlar hasıraltı edildi. Bunun en çok peşine düşen Trump’ın avukatı eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani oldu. Ukrayna’ya 2019’da gidip gelmişti. Fakat Zelenskiy’den sonra süreç kapandı. Aslında bu Ukraynagate’in hala etkileri sürüyor. Ben bu IMF kredilerinin aklanması sürecini bir antrenman olarak görüyorum. Şu an Ukrayna’ya yapılan silah yardımları da tamamen Amerikan büyük silah tekellerine gidiyor. Kamu bütçesinden hibeler alınır ve yardım için gönderilir. Bu aslında bir nevi para aklamadır.”

‘Eğer Rusya aleyhtarı bir gündem oluşturulması gerekiyorsa hemen bu küme toplanıyor’

Köse, asıl dünyanın her coğrafyasına darbeler ve STK’lar aracılığıyla ‘renkli devrim’ komploları kurarak müdahaleye çalışaan ABD olduğu görüşünde.

“ABD’nin dünyanın her coğrafyasında ‘renkli devrim’ adı altında paravan STK’ları kullanarak yaptıkları var. Latin Amerika’da darbeler ve çeşitli müdahalelerle dolu bir tarih var. Kontralar, Pinochet vs. ABD’nin gerçekten de dünyanın her köşesindeki seçimlere müdahalesi hiç görülmüyor, kimse umursamıyor. Ve sürekli histerik şekilde bir Rusya müdahalesinden bahsediliyor. Bunun dışında yakın zamanda örneğin ‘Dürüstlük Girişimi’ adı altında doğrudan Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı tarafından finanse edilen, Atlantik Konseyi gibi düşünce kuruluşlarının da dahil olduğu çeşitli yapılar var. Bunlar WikiLeaks sızıntılarında da vardı. Avrupa’nın her köşesinde bir propaganda, bir troll faaliyeti yürütüyorlar. Yani eğer Rusya aleyhtarı bir gündem oluşturulması gerekiyorsa hemen bu küme toplanıyor ve organize paylaşımlar yapılıyor. Bu en kritik dönemeçlerde hissedilen şeyler. En yakın zamanda Kuzey Akım hadisesinde sosyal medyanın reaksiyonuna bakılarak çok organize bir iş çıkardılar, bu çok bariz şekilde görülebilir.”