Alman medyasında bugün yayınlanan makalede, “Biz Almanlar, bu mutluluğu kime borçlu olduğumuzu biliyoruz, özgürlük için sokaklara çıkan yüzbinlerce Doğu Almanya vatandaşına. Fakat aynı zamanda Gdnask tersane işçilerine, Baltık ülkelerinde şarkı söyleyen devrimcilere, ‘demir perdeyi’ ilk delen Macaristan’a, Bildirge 77’ye (Çek ve Slovak dillerinde Charta 77) ilham verenlere, Bratislava’da ellerinde mum tutan göstericilere, Temeşvar isyancılarına, irade özgürlüklerinin duvarları ve dikenli telleri yıkan tüm kadın ve erkeklere de borçluyuz. Ve biz Almanya’nın birleşmesine yol açan Batı’daki dost ve partnerlerimize, ayrıca Gorbaçov’un yürüttüğü glasnost ve perestroyka politikalarına borçluyuz” ifadeleri yer aldı.
'Alman birliği, Avrupa'nın Almanya'ya armağanı'
Alman birliğinin ‘Avrupa’nın Almanya’ya armağanı’ olduğunu yazan Maas, bu bağlamda ‘Almanların Avrupa’nın birleşme sürecinin tamamlanmasının sorumluluğunu taşıdığını’ ifade etti. Euronun kurtuluşu ya da göçmen krizi gibi etkenlerin ‘Avrupa’da yeni kanallar açtığını’ belirten Alman diplomat, “Ancak biz sadece Avrupalıları birlikte tutmayı başarırsak dünyada ayakta kalırız” ifadelerini kullandı.
“Tek başımıza küreselleşme, iklim değişimi, sayısallaşma ve göç gibi dört küresel meydan okumaya karşı gelemeyiz. Avrupa’nın ayrı başkentlerinden yapılan çağrılar Moskova’da, Pekin’de ve maalesef giderek artan bir şekilde Washington’da susturuluyor. Sadece Avrupa’nın oyu kritik öneme sahip. Bu nedenle milliyetçi çıkışlar nihayetinde Avrupa’da tabu haline gelmeli” diyen Maas, AB ülkelerinin ‘Rusya ve Çin gibi ülkelere yönelik Avrupa politikasını birlikte formüle edip gerçekleşmesi gerektiğini vurgulayarak, ekledi: “Bunun için etkili bir Avrupa diplomasisi ve her şeyden önce hepimizin büyük esnekliğini gerektiriyor.”