Yasin Aktay: Batı, Esad'la ilişkileri sürdürdüğü için Türkiye'yi suçluyordu

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Suriye'de Esad'lı geçiş dönemine yeşil ışık yakmasının ardından, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye'de olası bir geçiş hükümetinde Beşar Esad'ın yer alamayacağını savundu. RS FM'de Yavuz Oğhan'a konuşan AK Parti'li Yasin Aktay da Türkiye'nin Suriye politikasındaki pozisyonunun değişmeyeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Putin'le görüşmesinin ardından, yaptığı ilk açıklamada, Devlet Başkanı Beşar Esad'ın olası bir geçiş sürecinde olabileceğini söylemesi, ‘Türkiye Suriye politikasını değiştiriyor mu' sorusuna neden oldu.

Erdoğan, Putin'le görüşmesinde, ağırlıklı olarak Suriye'nin ele alındığını belirtirken, kritik bir çıkış yaparak, Suriye liderinin olası bir geçiş hükümetinde yer alabileceğini söylemiş, "Tabii burada Esed'siz bir sürecin olması veyahut da bir geçiş sürecinde belki Esed ile gidilme diye bir şey olabilir" ifadelerini kullanmıştı.

Ancak bugün New York'ta konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aksine, Suriye'de olası bir geçiş hükümetinde Devlet Başkanı Beşar Esad'ın yer alamayacağını savundu.

RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayıp sunduğu ‘Bi de bunu dinle' programına konuk olan AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Eski Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay da, Türkiye'nin Suriye politikasında herhangi bir değişiklik olmayacağını söyledi.

'10 BİN KİŞİYİ KATLETMESİNE RAĞMEN ESAD'A ŞANS TANIDIK'

Türkiye'nin, kriz başladığında, Suriye'deki katliamları görmezden gelmeye çalıştığını vurgulayan Yasin Aktay,  "Suriye ile iyi ilişkileri devam ettirmek suça ortak olmaktır" dedi.

Türkiye'nin Esad'la ilişkilerinin iyi olduğu dönemde, Türkiye'ye ilişkileri bozması için baskı yapan farklı ülkeler olduğunu savunan Aktay, şunları söyledi:

"Türkiye o zaman da farklı bir duruş sergiliyordu. Hatta Esad'ın elinde 10 bine yakın insanın kanı varken bile Türkiye ona şans tanıyordu. O zamanlar ABD ve Avrupa Esad'la ilişkileri devam ettiği için Türkiye'yi suçluyorlardı. Türkiye daha fazla dayanamayıp Esad'la ilişkilerini kesince Batılı ülkeler Esad'dan başka çare yok demeye başladı. Zaten böylesine bir diktatörle iyi ilişkiler sürdürüyor olmak suça ortak olmak demektir. Türkiye bu suça ortak olmamayı tercih etti. Bundan sonra da suça ortak olmamayı tercih edecek; ama bu suça ortak olan devletler elbette ki insanlığa hesap verecekler."

'YALNIZ KALMAYA RAZIYIZ'

Aktay, "Türkiye, Suriye politikasında yalnız kalıyor bu durumda sesini duyurmakta zorluk çekmez mi" sorusuna yanıt olarak, "yalnız kalmaya razıyız" derken, Suriyeli mültecilerin Türkiye'ye olan 7.8 milyar dolarlık maliyetinin ise gurur vesilesi olduğunu belirtti.

Aktay şu ifadeleri kullandı:

"Buna sebebiyet veren dünya utansın! Ne yapalım, kapıyı mı kapatalım? Ölmek üzere olan insana kapıyı kapatmak insanlık suçudur. Türkiye halkı bunun gururunu haklı bir biçimde yaşıyor şuanda, dikkat ederseniz Türkiye halkından öyle çok ciddi bir şikayet yok. Muhalefet eleştiriyor olabilir; ama Türkiye halkı evinin kapısını çalan insanların kendisine yükleyeceği maliyeti hesaplayacak kadar şereften yoksun değil."

'BÜYÜK DEVLETLERE BÜYÜK SORUMLULUKLAR DÜŞÜYOR'

Suriye konusunda büyük devletlere büyük sorumluluklar düştüğünü dile getiren Aktay, hem Rusya hem de ABD'ye eleştiriler yöneltirken, Türkiye'nin Suriye politikasını ve pozisyonunu değiştirmeyeceğini söyledi.

Aktay, Türkiye'nin baştan itibaren Esad'la ilgili bir takıntısı olmadığını, ‘Suriye yönetiminin kendi halkına karşı işlediği suçlar nedeniyle', Türkiye'nin ilişkilerini kesmek zorunda kaldığını ifade etti.