Tartışmalı bir şekilde Ukrayna devlet başkanlığı görevinden alınan Viktor Yanukoviç'in koltuğuna oturan Pyotr Poroşenko, görevindeki ilk yılını tamamladı. Poroşenko, seçim kampanyası sırasında ve göreve geldikten sonraki ilk aylarda, Kırım'ı geri almayı, Donbass'taki çatışmaları hızlı bir şekilde sonlandırıp Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü sağlamayı vaat etti.
Ukrayna lideri, vatandaşların yaşam koşullarını iyileştirme, ülkenin hukuk sistemini daha adil hale getirme, Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyelik perspektiflerine ulaşma ve AB ile bir yıl içinde vizesiz rejime geçme sözlerini de verdi. Ancak Ukrayna Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko, görevindeki ilk yılında vaatlerinin neredeyse hiçbirini hayata geçiremedi.
İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Bekir Günay, Poroşenko'nun görevdeki bir yılını Sputnik için değerlendirdi.
Poroşenko'nun seçim öncesi vaatlerine ve geride kalan 1 yıla baktığımızda, nasıl bir değerlendirme yapıyorsunuz?
Seçim sürecinde söylenen sözler, iktidarın ilk yılları için değil, dört-beş yıllık süreçteki boyutlarıyla beraber değerlendirilmeli. Poroşenko, şu etap için toprak bütünlüğünü muhafaza etti ama Doğu bölgesinde ciddi bir şekilde tartışmaya açık bir Ukrayna'yı getirdi. Genel istikrarın devam ettirilmesi açısından hem başarılı, hem başarısız. İlk yılına başarılı demek mümkün değilse bile, belli bir istikrarı sağlamaya çalıştığını söylemek mümkün. Dış etkenlerden dolayı başarısızlıklar oluştuğu ortada. Yani Rusya ile arasında sürmekte olan örtülü bir savaş var, bu başarısızlık için etkenlerden bir tanesi. Esas başarısızlık bundan sonraki süreçte ortaya çıkacak. Şu anda daha çok Doğu bölgesinde yaşanan askeri hareketlilik gündeme geliyor. Askeri bürokrasideki aksaklıklar, geçmişten kalan yolsuzluk tartışmaları, Avrupa Birliği'nden alınan kredilerin geri ödenmesinde yaşanan problemler gibi etkenler, ilerleyen dönemde bize Poroşenko'nun başarısını ya da başarısızlığını gösterecek.
Poroşenko, Kırım'ı yeniden Ukrayna toprağı yapacağını da vadetmişti ve bu sözünü de yerine getiremedi. Kırım'ın Ukrayna'dan Rusya'ya geçmesi, Karadeniz'deki güvenlik dengelerini nasıl etkiledi?
Poroşenko'nun belki de gerçekleştirdiği tek vaat, ordunun güçlendirilmesi oldu. Poroşenko'nun yerine getirdiği tek vaadin askeri alanda olması, Kiev'in siyasi çözüm yerine askeri yöntemlere yeniden başvurabileceğini mi gösteriyor?
Rusya uluslararası sahneye tekrar dönmeye çalışıyor ve Ukrayna sorununu hayat alanı olarak görüyor. Burada esas kırmızı çizgi, Ukrayna'nın askeri yatırımlara yönelmesi değil. Esas tartışma, Ukrayna NATO üyeliğine doğru giderken başlayacak. Karadeniz'deki güvenlik tartışmaları o zaman daha sert ve keskin olacak. Şu anda ordunun güçlendirilmesi Rusya'ya karşı kendini savunma eksenli geliştirilen bir yaklaşım. Ama bu yaklaşım Rus ordusuna karşı çok başarılı olamaz. Ukrayna NATO'ya üye olduğunda, Kırım sorunu sırf Karadeniz'in güvenliği açısından değil, Avrupa ve Dünya güvenliği açısından da ciddi risklere gebe bir alan olarak karşımıza çıkacak. Şu anda Rusya, Ukrayna konusunda düşük yoğunluklu bir diplomasi yürütüyor. Fakat askeri faaliyetler için aynı şeyi söyleyemeyiz.
Poroşenko, Ukrayna'yı NATO üyesi yapma hedefinde olduğunu birçok kez dile getirdi. Konu sıklıkla gündeme geldi ve Rusya, böyle bir adıma karşı olduğunu açıkladı. Kiev'in NATO üyelik perspektifini nasıl değerlendiriyorsunuz? Önümüzdeki dönemde Rusya'nın bu konudaki stratejisi ne olur?
Kiev'deki mevcut yönetimin bir diğer hedefi de AB'ye katılmak. Ancak Kiev'in performansı Brüksel tarafından yeterli bulunmuyor. Bu durum, 22 Mayıs'ta Riga'da yapılan Doğu Ortaklığı zirvesinde gözler önüne serildi. Zirvede, AB ile vizesiz rejim anlaşması imzalamayı hedefleyen Ukrayna'nın planları hayata geçmedi. AB, vizesiz rejim için Ukrayna'dan çok sayıda talepte bulunuyor. Kiev'in AB'ye katılma hedefi gerçekçi mi?
Poroşenko başkanlığındaki Ukrayna'da bundan sonra neler olacak?
Poroşenko iktidarını sağlamlaştırmak açısından iç ve dış etkenler doğrultusunda neler yapabilecekleri üzerine yoğunlaşacak, yapamayacakları konusunda ise stabil gitmeye çalışan bir politika izleyecek. Burada oyunu belirleyecek olan Rusya'nın sert politikaları olacak. Kiev'deki sıradan insanlara baktığımızda yaşamlarının ciddi anlamda sıkıştırıldığını görüyoruz. Sokaktaki insanın yaşam alanını kısıtlama durumu giderek artarsa, ülke içindeki sokak olayları tekrar başlayabilir.