Amerika Birleşik Devletleri Barış Enstitüsü (USIP) tarafından düzenlenen panele katılan Başbakan Han, Pakistan'ın dış politikasını ve ABD-Pakistan ilişkilerini değerlendirdi.
Han, iki ülkenin ilişkiler bağlamında son yıllardaki en kötü dönemini geçirdiğini fakat her iki tarafın da bu durumdan sıyrılmaya başladığını ifade ederek, özellikle Trump yönetimiyle birçok konuda hemfikir olduklarını kaydetti.
Dün Beyaz Saray'daki görüşme sırasında kendilerine oldukça yakın ve misafirperver bir ilgi gösterildiğini vurgulayan Han, "Başkan Trump'ın görüşme esnasında bize gösterdiği dürüst ve etkileyici tavrı harikuladeydi. Oldukça şaşırdık. İki ülkenin ilişkiler kapsamında daha iyi bir döneme gireceği konusunda mutabık kaldık" ifadelerini kullandı.
AFGANİSTAN İÇİN İŞ BİRLİĞİ
Öte yandan, ABD'nin 1980'li yıllarda Pakistan'ı Rusya'ya karşı desteklediğini ve bu süreçte özellikle Afganistan ve Pakistan'da Rusya'ya karşı savaşmaları için silahlı militan gruplar kurduğunu hatırlatan Han, ABD'nin daha sonra bölgeden ayrılarak Pakistan'ı yüzüstü bıraktığını vurguladı. Han, "Ortaya çıkan bu silahlı militanlar bu kez Pakistan askerini hedef almaya başladı. Bu durum Pakistan'ın yaşadığı en zorlu süreçti" dedi.
Bu kez Pakistan hükümeti ile ABD yönetiminin hemfikir olduğunu belirten Han, özellikle Afganistan'da barışın sağlanması için beraber çalışacaklarını fakat söz konusu ortak iş birliğinin siyaset odaklı olacağını kaydederek, şunları söyledi:
"Afganistan'da barış ancak siyaset üzerinden sağlanır. Kolay olmayacak fakat bunun en iyi yol olduğuna inanıyoruz. 2009'da ABD'ye geldiğimde tüm Demokrat ve Cumhuriyetçi liderlerle konuşmuş, Afganistan'da askeri bir seçeneğin sonuç vermeyeceğini belirtmiştim. Şu an ABD bunu anlıyor. Bu yüzden ABD ile iyi bir ilişki kurabiliriz".
'KEŞMİR HALKININ İSTEKLERİ DİKKATE ALINMALI'
Han, konuşmasında Pakistan ve Hindistan arasındaki Keşmir sorununa da değinerek, "Keşmir'in çözüme kavuşmasının tek yolunun Keşmir halkının isteklerini dikkate almak" olduğunu dile getirdi.
Keşmir sorunu sebebiyle Pakistan ve Hindistan'ın da sağlıklı bir ilişki kuramadığını ifade eden Han, "Ne zaman bir gelişme kat etsek, orada bir sorun yaşanıyor ve başladığımız noktaya geri dönüyoruz" diye konuştu.
'MEDYA YALAN HABERLERDEN SORUMLU TUTULMALIDIR'
Konuşması sırasında kendisine yöneltilen ülkedeki medya baskısına ilişkin bir soruya da cevap veren Han, medyanın özgür olması gerektiğine inandığını ve Pakistan medyasının da fazlasıyla özgür olduğunu savundu.
Han, başbakanlık seçimleri sürecinde medyanın bir kısmının kendisine yoğun bir karalama kampanyası yaptığını, kendisinin başbakanlık seçimlerini sosyal medya aracılığıyla kazandığını belirterek, medyanın provoke edici ve yalan haberlerden de sorumlu tutulması gerektiğinin altını çizdi.
Han, "Toplumdaki suçluları koruyan ve savunan medya olamaz. Bizim sağlamamız gereken şey, medyayı hükümet üzerinden değil, medya gözlemcileri tarafından yapılan incelemelerle sorumlu tutmaktır." değerlendirmesinde bulundu.
'KÜÇÜK ZENGİN KESİMİN ARTTIĞI BİR ÜLKE YÜKSELEMEZ'
Konuşmasında Pakistan ekonomisine de değinen Han, ülkedeki zengin ve fakir sınıf arasındaki uçurumun ekonomik gelişimde en büyük sorunlardan biri olduğunu ve bu durumun düzeltilmesinin ekonomik gelişim kapsamında atacakları adımların ilk başında geldiğini belirtti.
Han, "Ülkemizde zenginler ve fakirler arasındaki mesafe her yıl daha da arttı. Toplu yoksulluğa rağmen küçük zengin kesimin arttığı bir ülke yükselemez. Pakistan'daki durum budur. Bütün sistem ve eğitim bu zengin kesim için çalışıyor" şeklinde konuştu.
TRUMP'A TWİTTER'DAN TEŞEKKÜR
Öte yandan Han, başbakan olarak yaptığı ilk ABD ziyaretine ilişkin Twitter'dan yaptığı paylaşımlarda da şu ifadeleri kullandı:
"Başkan Trump'a samimi misafirperverliği, Beyaz Saray'daki tarihi özel bölümleri gezdirmesi ve Pakistan'ın bakış açısını anladığı için teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca Başkan Trump'a, Pakistan'ın Afganistan'da barışın sağlanması adına elinden gelen her şeyi yapacağı teminatını da veriyorum. Dünya, 40 yıldır süren çatışmalarla acı çeken Afgan halkına barışın sağlanması konusunda borçludur".
