Brezilya'da hakkında yolsuzluk davalarında verilen kararların iptalinin ardından ilk kez halka seslenen eski solcu lider Luiz Inacio Lula da Silva, 2022'deki seçimde aday olup olmayacağını söylemese de sağcı Jair Bolsonaro hükümetini eleştirmeye devam etti.
VALE A PENA VER DE NOVO | Assista o resumo do discurso do ex-presidente Lula. #equipeLula pic.twitter.com/KjY0h7stat
— Lula (@LulaOficial) March 11, 2021
Latin Amerika'nın en büyük ekonomisi Brezilya'da ülkenin tarihinin en parlak yıllarında devlet başkanlığı görevini yürüten Lula, Sao Bernardo de Campo'da metal işçilerine hitap etti.
Hapse girdiği için 2018'deki genel seçimde yarışamayan Lula, "Bu ülkeyi ele geçiren çılgınlığı bir düşünün" ifadesini kullandı. "Bu ülke tam bir kargaşa ve kafa karışıklığı içinde çünkü hükümet yok. Tekrar ediyorum: Bu ülkenin hükümeti yok" diyen Lula, 27 bin kişinin hayatını kaybettiği koronavirüs pandemisinin bu boyuta gelmesinde Bolsonaro'nun inkarcılığının etkili olduğunu vurguladı.
"Tanrı aşkına, bu virüs dün neredeyse 2000 kişiyi öldürdü" diyen Lula, "Aşının paranızın olup olmamasıyla alakası yok, yaşamayı mı yoksa ölümü mü seviyor olmanızla alakası var" ifadeleriyle yeterince doz aşı alınmamasını da eleştirdi.
Lula kendisini de gelecek hafta aşı olacağını söyleyip herkese aşı çağrısı yaptı, Bolsonaro'nun 'embesil kararlarına' uymamalarını istedi.
Bolsonaro salgına ilişkin son açıklamasında, Brezilya halkına hitaben, "Bu konuda daha ne kadar sızlanacaksınız? Daha ne kadar daha evde kalacak ve her şeyi kapatacaksınız? Buna artık kimse dayanamıyor. Can kayıplarına üzülüyoruz ama bir çözüm bulmak zorundayız" ifadelerini kullanmıştı.
Dört yolsuzluk davasında yargılanan ve bunlardan ikisinde toplam 29 yıl hüküm giyen Lula, Nisan 2018'de tutuklanarak cezaevine konulmuştu.
Hakkındaki iddiaları reddeden ve bu suçlamaların 2018 seçimlerine katılmasını engellemek amacıyla ortaya atıldığını savunan Lula, 7 Nisan 2018'de teslim olmuş ve 580 gün hapiste kaldıktan sonra 8 Kasım 2019'da tahliye edilmişti.
Lula, ülkedeki yolsuzluğa karşı başlatılan ve 'araba yıkama' adıyla bilinen soruşturma kapsamında tutuklanan siyasetçi ve iş insanları arasındaki en önemli figür olarak nitelendirilmişti.
