HDP'nin grup başkan vekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken imzasını taşıyan kanun teklifinde barajın kaldırılma gerekçeleri de anlatıldı. Değişiklik teklifinin gerekçelerinde, "Seçim barajının yüksek tutulması ile ilgili olarak ortaya konan gerekçe, siyasi istikrarı sağlamak olsa da demokrasinin önüne konulmuş bir engel olarak uygulamada yerini bulduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir" ifadeleri kullanıldı.
Kanun teklifinde, seçim sistemlerinde nispi temsil sistemini uygulayan demokratik ülkelerin bir kısmında seçim barajları uygulandığı da hatırlatılarak, bu barajların yüzde 1 ile yüzde 5 arasında değiştiği ifade edildi.
AVRUPA ÜLKELERİ ARASINDAKİ EN YÜKSEK ORAN
Türkiye'de seçim barajının ilk kez 1961 yılında uygulanmaya başlandığı, bu dönemde daha önce uygulamada olan çoğunluk sisteminin terk edildiği ve yerine seçim çevresi barajlı temsili sistem getirildiği belirtilen kanun teklifinde şöyle denildi:
"1980 askeri darbesi sonrasında, 10.06.1983 tarih ve 2829 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 33'üncü maddesiyle, ülke genelinde kullanılan geçerli oyların yüzde 10'unu geçemeyen siyasi partilerin hiçbir şekilde milletvekili çıkaramayacakları öngörülerek yüzde 10'luk bir ülke barajı getirilmiştir. Halen yürürlükte olan baraj, Avrupa ülkeleri arasındaki en yüksek baraj oranına sahiptir. Seçmen iradesinin parlamentoya yansıması, toplumsal hak mücadelelerinin parlamento aracılığıyla kamuoyuna mal olması gibi demokratik toplumun gereklilikleri önündeki en büyük engel, yüksek seçim barajıdır. 2002 yılında yapılan milletvekili seçimlerinin sonuçları, bu temsiliyet krizinin bir örneği olarak önümüzde durmaktadır. 2002 seçimlerinde 19 siyasi parti seçime girmiştir. Bu 19 siyasi partiden sadece ikisi parlamentoda yer alabilmiş geri kalan siyasi partiler parlamentoda yer bulamamıştır. Parlamentoya giren iki partinin toplam aldıkları oy oransal olarak yüzde 47 olmuştur. Yani bir anlamıyla seçmenlerin yüzde 53'ünün iradesi parlamentoya yansımamıştır.
'TEMSİLDE ADALET' VURGUSU
Teklifte 'mecliste temsilde adalet' vurgusu yapılırken şöyle devam edildi: "Türkiye demokrasisinin seçme ve seçilme ile ilgili sorunlarını gidermek ve her türden siyasal görüşün parlamenter sistem çatısında yaşam bulmasını sağlamak kaçınılmaz siyasal gerekliliktir. Türkiye'nin içeride birlikte yaşamı inşa etmesi ve Ortadoğu'daki demokratik misyonunu oynaması açısından temsilde adaletin sağlanması hayati önemdedir."