Habertürk televizyonunda konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
ABD-RUSYA İLİŞKİLERİ
Sayın (ABD Başkanı) Obama ile bir görüşme söz konusu. Sayın Putin'le 10'undan önce bir telefon görüşmesi ayarlamaya çalışıyoruz. Türkiye rol kapma derdinde değil. Suriye savaşı öyle bir savaş ki büyük güçleri vekalet savaşına, diğer güçlerin alan kazanma savaşına döndü. Ortada ideal bir durum yok. Biz girişimleri devam ettireceğiz.
Biz uluslararası koalisyonla bu konuyu görüştük. Azez-Cerablus hattının terör örgütlerinden temizlenmesi için girişim yapıldı. Gaziantep'teki saldırıdan sonra 'Artık yeter' diyerek biz girdik. Operasyon gayet başarılı bir şekilde devam ediyor. Bu hat DAEŞ'ten temizlendi. Bu operasyonu Türkiye milli imkan ve kabiliyetiyle yaptı. İkincisi yerel güçlere destek verilince başarılabileceği ortaya çıktı. ABD'lilerin tezleri vardı, YPG (ile ilgili). Fırat Kalkanı harekatı bu efsanenin çökmesini sağladı. Muhalifler desteklendiği zaman gerekli mücadeleyi verebiliyorlar.
Şimdi hedef El Bab. Derinlik kazanması gerek ki güvenliğimizi sağlayalım. Bir alan temizliği yapılıyor. TSK ve istihbaratın yaptığı planlar çerçevesinde başarılı bir şekilde ilerliyor. Dabık'ın da kademeli kuşatma altına alınarak temizlenmesi düşünülüyor. Fırat Kalkanı operasyonuyla DAEŞ operasyonunda etkin bir noktaya geldi.
DAEŞ'le mücadele kapsamında, Türkiye'ye 51 bin kişiye giriş yasağı konuldu, 3 bin 710 kişi sınırdışı edildi, 2 bin 200 kişinin ülkeye girişine yasak konuldu, 4 bin 152 kişi gözaltına alındı. Türkiye sınırının DAEŞ'ten temizlenmesi bakımından Türkiye ileri safta çarpışan bir ülkedir.
DAEŞ'le mücadele bir bölgeyle sınırlandırılırsa bu da başarılı olmaz. Rakka'nın, Musul'un DAEŞ'ten kurtulması lazım. Biz Rakka konusunda tavrımızı açık koyduk, bunu birlikte uluslararası koalisyon, Arap unsurlarıyla yapalım. ABD'liler YPG'yle yapmaya hazırlanıyor. Biz de 'YPG varsa biz yokuz' dedik. Musul operasyonu planlanıyor. Baştan beri Musul'un DAEŞ'ten kurtarılması için elimizden geleni yapacağımızı ifade ettik. Başika Kampı bu nedenle kuruldu. DAEŞ'in Başika Kampı'na saldırıları oldu. Cumhurbaşkanı'mız, 'Musul'un etnik ve sosyolojik yapısı dikkate alınarak bu operasyon yapılmalı' dedi. 'Musul, Musulluların, Telafer Telaferlilerindir' dedi. Cumhurbaşkanı'mız mezhep konusuna hiç girmedi. Oranın kendi sosyolojik dinamikleri göze alarak hareket edilmesini ifade etti. Biz Irak merkezi hükümetinden bunun takdir edilmesini bekleriz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok.
ABD kongresi bir yasa çıkardı ve 11 Eylül saldırılarında mağdur olanlar Suudi Arabistan'a dava açabilirler. Devlet hukukunu ihlal demektir bu. Suçun şahsiliği esastır ve o vatandaşa dava açarsınız. O ülkeye dava açarsanız burada hukuklar savaşı başlar. Bu ABD'deki seçim ortamında alınmış bir karar. Sonuçlarının iyi düşünülmediği ortada. Egemen dokunulmaz ilkesi ihlal edilirse devlet hukuku kalmaz ortada. Biz de bu yasaya karşı olduğumuzu söyledik. Biz Suudi Arabistan ile dayanışma içinde olacağız. Suudların da planları var. Ama bu kapı açıldı. Uluslararası hukuk açısından ortaya çok kötü bir emsal koydular. Biz Suudi Arabistan ile dayanışma içinde olacağız.
İSRAİL'İN ÖDEDİĞİ TAZMİNAT
İsrail ile Türkiye'nin ilişkilerinin normalleşmesi Filistin konusunda düşüncelerimizin değiştiği anlamına gelmiyor. Bizim pozisyonumuzda hiçbir değişiklik yok. Filistin meselesi bir işgal sorunudur. Filistin halkını yok sayarak, aşağılayarak, temel ihtiyaçlarını ortadan kaldırarak ne Filistin'de, ne Ortadoğu'da barış temin edemezsiniz. Büyükelçilerin atanması konusunda sona gelindi. İsimleri kesinleşince açıklarız.
O konuda bizim 15 Temmuz soruşturmasıyla ilgili yürüyen bir dava var. Bunlar 15 Temmuz dosyasına girecek. ABD'lilere gönderilecek. Bize göre hem suçluların iadesi, hem de ortaya çıkan tablo bakımından Gülen'in iadesi şarttır. ABD yönetiminin hiçbir şey olmamış gibi, hâlâ bu suç imparatorluğunu yönetmesine izin vermesi kabul edilemez. Böyle bir darbe girişimi ve onlarca suçun elebaşı olarak burada ABD yönetiminin tabloyu net görmesi lazım. Avrupalılar ve ABD'liler darbenin şiddetini, vahametini kavrayabildiler mi? Ne zaman kavrıyorlar Meclis'in bombalandığını gördüğü zaman, Gölbaşını gördükleri zaman, şehit yakınlarını dinledikleri zaman.