‘MARJİNAL ÇEVRELER, OHAL UYGULAMALARINDAKİ ÇARPIKLIKLARDAN GÜÇ ALDI'
Türkiye'nin üyeliğine ezelden beri karşı olan marjinal çevrelerin İslamofobik, anti Türk ve ırkçı yaklaşımların, OHAL uygulamalarındaki çarpıklıklardan güç aldığını belirten Yılmaz, bu kararın aralık ayında yapılacak Avrupa Konseyi zirvesinde şekillenmemesini ve tavsiye kararının resmi bir karara dönüşmemesini arzu ettiklerini kaydetti.
"Bu konuda Avrupa'da halen aklıselim bir çoğunluğun olduğunu düşünmek istiyoruz" diyen Yılmaz, şöyle devam etti:
"Biz de ana muhalefet partisi olarak bu kararın Türkiye'ye yaptırıma dönüşmemesi, müzakerelerin geçici de olsa askıya alınmasına dönüşmemesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Çok kabadayı yaklaşımlar oluyor. Çok üst perdeden konuşuluyor. Bunun maliyetini bu konuşan zatı muhteremler değil, 80 milyon Türkiye halkı ödeyecek.
‘HER TARAFLA KAVGA ETMEK YERİNE HER TARAFLA BARIŞMALIYIZ'
Böyle bir dönemde her tarafla kavga etmek yerine her tarafla barışmalıyız. 'Sınır kapılarını açarız mültecileri Avrupa'ya göndeririz' şeklindeki yaklaşımlar, tehdit politikasıdır ve hiç doğru anlaşılmaz. Bunu yapmak istiyorsanız bu böyle yapılmaz. Onu yaparsınız, söylemezsiniz. Esasen boş konuşuyorsunuz. Yapamayacağınız bir şey üzerinden daha fazla düşmanlık yaratıyor, Türkiye'ye zarar veriyorsunuz."
‘KARADA VARSINIZ, HAVADAKİ TEHDİDE AÇIKSINIZ'
Bir gazetecinin, "Fırat Kalkanı operasyonunda askerlerimiz şehit oldu. Ortada kimin yaptığına dair net bir veri paylaşılmadı. Bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusun yanıtlayan Yılmaz, Türkiye'nin şu anda ‘siyasi mayınla' karşı karşıya olduğunu söyledi. Fırat Kalkanı başladığında DEAŞ'ın temizlenmesi ve PYD'nin kurmak istediği koridorun engellenmesi için söz konusu operasyonu desteklediklerini anımsatan Yılmaz, "Sınırdan 28 kilometre içeride sizin birlikleriniz var. ÖSO önde ama sizin orada bir hava savunma sisteminiz yok. Size dönük bir uçağı düşüremiyor, engelleyemiyorsunuz. Karada varsınız, havadaki tehdide açıksınız. Bu çok riskli bir konudur" diye konuştu.