Rus Pravda.ru haber sitesine konuşan Grişin, Gülen yandaşlarının sayısının 1 milyondan 8 milyona kadar olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Bu sayı, Türkiye'de siyasi kurumlara yerleşebilmek için fazlasıyla yeterli… 2000'li yılların başlarında Gülen okullarının mezunları Türk ordusu dahil önemli kurumlara girdi. Üstelik önemli makamlarda. Daha sonra (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan'la mücadele başladı. Daha önce Erdoğan onlara hoşgörü ile yaklaşıyordu. Günün birinde Erdoğan'a sadık istihbarat güçleri, Gülen'in AK Parti içindeki konumlarını ele geçirmeye çalıştığını fark etti. Ben siyasi konum ve görüşlerden bahsediyorum. Erdoğan'ın görüşlerinden farklı olan görüşleri kastediyorum. Türkiye'de Gülen yandaşlarına baskılar başladı. Bu güçler de karşı direnmeye çalıştı ve iktidar mücadelesi başladı."
‘BİZ BU TEHLİKEYİ HİSSETTİK'
Grişin sözlerine şöyle devam etti: "Rusya'da 1995'ten yıllardan 2008 yılına kadar Gülen'le ilişkisi olan birkaç okul aktif şekilde faaliyet gösteriyordu. Fakat 2008 yılında Rusya Yüce Mahkemesi tarafından Nurcular örgütünün kapatılmasının ardından bu okullar kapatıldı…2008 yılından bu yana Rusya'da Gülen teşkilatları resmi olarak kapalı. Biz bu tehlikeyi hissettik. Bizim İslam topluluğumuza sızmalarını da İslam yetkililerimiz hissetti. Rusya'daki okullarında ders programları iyi idi, dış olarak. Fakat okul mezunları ile konuştuğun zaman onlara soruyorsun: İnanç mı yoksa vatandaşlık yükümlülükleri mi sizin için öncelikli? Onlar inanç diyor. Ama unutmamak lazım: Yaşadığın ülkenin kanunları senin için mukaddes olmalı. Gülenciler tabii ki Rusya için tehlikeli. Yüce mahkeme de o yüzden onların faaliyetlerini yasakladı. İstihbarat güçlerimiz gereken belgeleri de sundu."