Başbakan Yardımcısı, şöyle devam etti: "Yeni yönetimle beraber ilişkilerin iyileşmesini bekliyoruz. Sahada PYD'ye verdikleri desteği sonlandırmaları. Yapılacak operasyonlarda PYD ile değil yerli unsurlarla, ılımlı unsurlarla operasyon yapmalarını arzu ediyoruz. 80 milyonluk Türkiye mi, birkaç bin militana sahip PYD mi? İkincisi ise FETÖ'yü iade etmeleridir. Bütün bu görüşmelerde bunun iadesi gündeme geldi. Sadece Gülen'in değil, bu örgütle bağlantılı olanve ABD'ye kaçmış kişilerin de iadesi üzerinde durulmaktadır. Bu ulusal güvenlik meselesidir. Son ziyaretler olumlu işaretlerdir."
'EL BAB MODELİNİ RAKKA'YA UYGULAYALIM'
Kurtulmuş, şöyle devam etti: "En kısa zamanda bütünüyle El Bab temizlendikten sonra oraya da insanlar gelecektir. Şimdi diyoruz ki, aynı modeli Rakka'da kullanalım. Rakka'da da bu çerçevede o şehrin ahalisinden oluşan muktedir yerel unsurlar desteklensin, uluslararası camia, Türkiye, ABD ve diğer unsurlar buraya lojistik destek versin, orası DEAŞ'tan temizlensin, temizlendikten sonra da bir başka terör örgütünün eline teslim edilmesin. Pozisyonumuz çok açık, nettir. Bu pozisyonumuzla gerekli görüşmeler yapılıyor. Bu görüşmeler çerçevesinde belli bir sonuç alınırsa Türkiye bu sonuca göre hareket eder."
DİTİB MENSUPLARINA 'CASUSLUK' SUÇLAMASI
"Bu konu, Sayın Başbakan'ımızla Sayın Merkel arasındaki görüşmede de gündeme geldi. Ümit ediyoruz, bu görüşmeden sonra Alman makamları bu yanlış uygulamaları sonlandırır. Türkiye'nin yurt dışındaki hiçbir din görevlisi, DİTİB'in hiçbir mensubu ajan değildir. Avrupa için en büyük tehlike, Avrupa'da artık rap rap ayak seslerini duyduğumuz yeni faşizmin yükseliş sesleridir. Buna karşı herkesin uyanık olması lazım. Faşizm dalgasının, ırkçı dalgasının Avrupa'yı yutmaması içinde Avrupa'nın yabancılarla barış içinde yaşayabilmeyi sürdürmesi gerekiyor. Almanlar, artan birtakım ırkçı, milliyetçi siyasetin tesirinde kalmaktan kurtulmalıdır."
TÜRK BÜYÜKELÇİNİN İRAN DIŞİŞLERİ'NE ÇAĞRILMASI