Baykal’ın TBMM’deki odasında gerçekleşen görüşmede eski Mardin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Türk’e Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık da eşlik etti. Konuğunu kapıda karşılayan Baykal, Türk'ü sağlıklı görmekten büyük mutluluk duyduğunu söyleyerek şöyle devam etti: Hep beraber el ele verip, barış, huzur içinde yaşamanın bir yolunu mutlaka bulmak zorundayız. Bunun mümkün olduğuna hep inandım."
Gözaltına alındığı dönemde Baykal'ın Mardin'e geldiğini anımsatarak teşekkür eden Türk, bu sahiplenmenin kendisi üzerinde büyük etkisi olduğunu dile getirdi ve "Ama öyle bir ülkede yaşıyoruz ki barışı isteyin veya demokrasiyi savunun, sonuçta siyasetçi olarak herkes bir risk altındadır. Umut ediyorum ki Türkiye'de vicdan sahibi olan herkes demokratik bir sürecin gelişmesi, barışçıl bir ortamın sağlanması için gerçekten bütün gücüyle çaba içerisinde olur. Çünkü barıştan, ortak yaşamaktan, ortak geleceği kurmaktan başka bir seçenek yoktur" dedi.
Ahmet Türk gözaltına alınıp tutuklandığı zaman ailesini ziyaret ederek destek veren Deniz Baykal ile TBMM'deki odasında biraraya geldi. pic.twitter.com/dKtlsDJa3i
— yurdagül şimşek (@yurdagulsimsek) February 21, 2017
Türk, gazetecilerin MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli ile görüşüp görüşmeyeceğine ilişkin sorusunu, "Bizim dünya görüşümüz, siyasi anlayışımız farklı ama sonuçta insanız. İnsani sorumluluğun gereği olarak kendilerinin bir açıklaması oldu. Ben de bu konuda kendilerine teşekkür etmek istediğimi ifade ettim. Bir araya mı geliriz, telefonla mı yaparız bakacağız" diyerek yanıtladı.
İki isim gazetecilerden gelen anayasa değişikliği referandumuna ilişkin "İktidar cephesinden 'Hayır' diyecek olanlara yönelik bir 'terör cephesi' tanımlaması var. Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip Erdoğan) ve Başbakan (Binali Yıldırım) biraz bundan geri adım atmış görünüyor ama Sayın (MHP lideri Devlet) Bahçeli aynı sertlikte bugün konuşmasına devam etti. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu yanıtladı.
BAYKAL 'BUNLAR YANLIŞ İŞLER', TÜRK 'KATILIMCI DEMOKRASİDEN YANAYIZ' DEDİ
Baykal, "Bunlar yanlış işler. Ülkeyi cepheleştirerek, kutuplaştırarak, makul, normal bir siyasal tavır takınmayı, terörle irtibatlandırarak değerlendirmek ülkeye, demokrasiye hizmet değildir. Bu yanlış yaklaşımın içine Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan da girmişlerdi ama bunun yanlış olduğunu anlamış olduklarını umut ediyorum, onun küçük işaretleri var" derken, Türk de "Bu iki seçeneği de insanlarımız özgür iradesiyle, inandığı şekilde ortaya koymalıdır. Biz öteden beri çoğulcu, katılımcı demokrasiden yanayız ve sonuna kadar da onu savunuyoruz" ifadekerini kullandı.
Türk, bu görüşme öncesinde katıldığı HDP’nin grup toplantısında Baykal’la bir araya geleceğini açıklamıştı. Türk, kendisi için “Tutuksuz yargılanmalı” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ilgili olaraksa “Bahçeli’yi arayacağız bir telefonla ya telefonda ya da görüşerek teşekkür edeceğiz. Onun düşüncesi farklı benim de farklı insan olarak ama bir çağrısı oldu. Bu da benim için önemlidir. Burada olup olmadığını bilmiyoruz. Özel kalemiyle bir görüşme yapacağız” demişti.
Grup toplantısındaki konuşmasında aralarında eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da olduğu HDP’li vekillerin tutuklanmasına da değinen Türk, “Biz bunları çok yaşadık. 80’lerde, 94’lerde yaşadık. Şiddet politikalarının özgürlük talebi olanları susturmadıklarını biliyoruz” demişti.
“Bugün uygulanan şiddet politikası, ret ve inkar politikasının bir an önce terk edilmesi gerekiyor” diyen Türk, şöyle devam etmişti: “Sorunların her zaman demokratik zeminde çözüleceğine inandık. Belediye başkanlarımızın yeri halkın arasındadır. Halka hizmet etmekten geçer. Parlamentoya gönderilmiş vekillerimizin yeri Meclis’tir. Ancak biliyorsunuz ki bu coğrafyada Kürtler demokratik özgür gelecek için mücadele ediyor. Kürtler özgürleşmeden Ortadoğu özgürleşemez. Kürtleri potansiyel tehlike olarak gören bir zihniyet var. İşte bugün çektiğimiz acıların nedeni bu. Kürtler Ortadoğu’yu değiştirecek bir potansiyele sahiptir ve bu nedenle Kürtler bugün hedeftir. Barışın yolu demokratik zeminde diyalog oluşturarak tartışarak, demokratik geleceği hesaplayarak geleceğimizin ve bu bölgenin barışını sağlayabiliriz. Çözüm, diyalog ve barıştan başka bir seçenek yok. Demokratik bir geleceği hedefliyorsak birlikte barış için hep birlikte yüksek sesle bağıralım ve bunun mücadelesini verelim.”