Öztürk'ün "Milletvekilliğinin kıymeti mi düştü?" başlığıyla yayımlanan yazısının bir kısmı şöyle:
Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, Erdoğan’ın marka değerini parlatanlar, partininkini sönükleştirdi. Bu, elinde iki kıymetli değerden birini eriten parti yönetiminin üzerinde çok düşünmesi gereken bir konudur. Düşünmediği gibi bir de, güya AK Parti’yi savunduğunu sanan medya mensupları, ‘Erdoğan’dan başka kimse çalışmıyor’ propagandasıyla bu erozyonu daha da arttırdı.
İktidarın eleştirilen icraatlarını, hatalarını, yanlışlarını partiye ve teşkilatlara yüklediler. İl başkanlarını, belediye başkanlarını görevden alarak, ortadaki kan kaybının sorumlusu olarak parti gösterilmiş oldu. İşte bu da AK Parti’nin marka değerini düşürdü. AK Parti’nin geleceğini de tehlikeye atıyor bu anlayış.
PARLAMENTODA AK PARTİ KAN KAYBEDEBİLİR
Bunun sandığa nasıl yansıyacağını göreceğiz. Benim tahminim, insanlar Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a oy verirken, rahatsız oldukları her konunun acısını parlamento seçiminde AK Parti’den çıkarabilir.
Yeni sistemde, parlamento eskisine oranla daha kritik ve önemli aslında. Obama ve Trump döneminde ABD Meclisi iktidarı kilitlemişti. AK Parti parlamentoda çoğunluğunu kaybederse, sadece iktidarı kitlenmez, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, tüm siyasilere yargı süreçlerini bu parlamento başlatabilir.
O yüzden parlamentoyu boş bırakmayın diyorum.
Ha şunu da ekleyeyim. Artık seçmen, her gösterdiğiniz adaya, hatta hak etmeyen, istenmeyen milletvekili adayına oy vermeyecek, sakın unutmayın. Çünkü seçmen kendini yönetimde istikrarı sağlamak için Erdoğan’a oy vermekle sorumlu hissedecek. Ama parlamento seçiminde bu duygu olmayacak.
Baskın seçim oldu ama iyi mi oldu, kötü mü oldu artık sandıkta göreceğiz.