Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, seçimin ardından hala Türkiye'nin gergin günlerden geçtiğini, ülkeyi yönetenlerin de bu gerginliği azaltmak yerine artırmak için ellerinden geleni yaptığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu üslubunu bugün Kızılcahamam'da sürdürdüğünü belirten Öztrak, "Seçim kampanyasında kullanılan zehirli dil 27 gündür sürekli tedavülde. Erdoğan'ın bugün yaptığı konuşma gerçek olmayanı gerçek, meşru siyaseti gayrimeşru, demokratik muhalefeti terörist, siyasi rakiplerini de düşman gibi göstermeye devam ettiklerini bir kere daha ortaya koydu." diye konuştu.
Kin ve nefreti körükleyen bu dilin, milletin gerçek gündemini kararttığını vurgulayan Öztrak, iktidar sahiplerinin toplumu bölüştürmekten medet umduklarını söyledi.
İktidarı daha önce uyardıklarını, "Böyle ayrıştırılmış milletin dış düşmanlara ihtiyacı yoktur." dediklerini ifade eden Faik Öztrak, şöyle konuştu: "AK Parti Genel Başkanının bugün sarf ettiği insaf ve izandan yoksun sözler, atalarımızın 'ağacın kurdu içinden olur.' sözünü bir kere daha haklı çıkardı. 6 gün önce Türkiye'nin başkentinde CHP Genel Başkanına karşı organize bir linç girişimi gerçekleşmiş ve bu girişim Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak düşmüş. Bu lekeyi çıkaracak tek şey birlik ve beraberlik içinde olayı kınayıp, üzüntüyü paylaşmak olmalıyken iktidar bu olayı ilkin hafifletmeye, sonra makul ve mazur göstermeye çalıştı. Bugün ise AK Parti Genel Başkanı sarf ettiği sözlerle Sayın Genel Başkanımıza yönelik organize suç girişimini sahiplendi, suça ortak oldu. Dün toplumu geren, milletin arasına kin ve nefret tohumları ekenle, bugün bu linç girişimini meşru göstermeye çalışanlar aynı."
'BU SÖZLER TARİH HUZURUNDA UNUTULMAYACAK'
Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na yönelik "linç girişimine", sarf ettiği sözlerle adeta meşruiyet kazandırmaya çalıştığını dile getiren Öztrak, bu sözlerin tarih huzurunda unutulmayacağını söyledi.
"Göreceksiniz günü geldiğinde de bu sözlerin sahipleri bundan utanacak, bu sözleri sahiplenmeyecek 'Aldatıldık, kandırıldık' diyeceklerdir." ifadesini kullanan Öztrak, "Bu ülkede her önüne gelen birilerine kendi meşrebince ceza kesmeye kalkarsa o devletin hali ne olur?" diye sordu.
'ORADA HÜKÜMET YETKİLİLERİ YOKTU DEMEDİK'
Kendilerinin "Orada hükümet yetkilileri yoktu." demediklerinin altını çizen Öztrak, aksine "Hükümet yetkilileri olmasına rağmen, devletin kendisi 1,5 saat ortadan kayboldu." dediklerini hatırlattı. O gün demokrasinin bir köy evinde hapsolduğunu söyleyen Öztrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Seçimden hemen sonra kızgın demiri soğutmaktan bahsedeceksiniz ama o demiri elinizde tutmaya da devam edeceksiniz. O demiri ellerinde tutup, demirin altındaki ateşi harlayanlar unutmasınlar ki kızgın demir en çok onu tutan eli yakar. AK Parti Genel Başkanı, CHP'yi bugün terörle yan yana anarak partimizi itibarsızlaştıracağını sanabilir. Oysa, bu çamur bizim üzerimize bulaşmaz, akar. Kurulduğu ilk günden itibaren bu milletin birliği ve beraberliği için siyaset yapan, Kuvayımilliye anlayışıyla gelişen CHP'yi herhangi bir terörle iş birliği içinde göstermenin hiçbir şekilde bir gerçekliği yoktur."
Erdoğan'ı FETÖ konusunda defalarca uyardıklarına değinen Öztrak, "Ordumuzun kozmik odasına terör örgütünü soktular. Arkalarından 'Ne istediniz de vermedik?' diye ağladılar. Komutanlar zindanlarda yaşamını yitirdi, milli ordumuz darmadağın oldu onlar seyrettiler. Ordunun komutasını teröristlere teslim ettiler, darbe yapacak güce erişmelerine göz yumdular." görüşünü paylaştı.
Hükümeti çözüm süreci sırasında da uyardıklarını ancak sözlerinin dinlenmediğini vurgulayan Öztrak, aynı durumun Suriye meselesinde de yaşandığını dile getirdi. 35 milyar dolardan fazla paranın sadece Suriye'den gelenler için harcandığını anımsatan Faik Öztrak, güney sınırlarının terör koridoru haline geldiğini iddia etti. Öztrak, "Orada güvenliği sağlamak için yüzlerce şehit verdik, halen de veriyoruz. Bu millet, bunların yaptığı hataların bedelini kanıyla, canıyla ödedi halen de ödüyor ama hiç çekinmeden CHP'ye 10 parmaklarında 10 kara sürmeye kalkıyorlar, kendi gözlerindeki merteği görmüyorlar. Bu çamurlar bizim üzerimizde durmaz ama sizler üzerinizdeki bu lekelerden zor kurtulursunuz. Çok açık söylüyorum, bundan sonra kimler terörle, terör örgütleriyle, teröristlerle işbirliği yapıyorsa suç duyurusunda bulunacağız." şeklinde konuştu.
'2014'TE ALDIKLARI OYUN 10 PUAN ALTINA DÜŞMÜŞLER'
24 Haziran'dan sonra "Artık tek sorumlu benim" dendiğine işaret eden CHP Sözcüsü Öztrak, "Evet tek sorumlu sizsiniz ve tek sorumlu olarak anamuhalefet partisi genel başkanını başkentin ortasında bir linç girişimiyle karşı karşı kalmaktan koruyamadınız. Burada kalkıp özür dileyeceğinize, bir hesap vereceğinize neredeyse 'Bu linç girişiminin sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu' diyeceksiniz. İnsaf." dedi.
Bugünkü konuşmalardan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul'daki ve diğer yerlerdeki seçim sonuçlarını içine sindiremediğinin anlaşıldığını ileri süren Öztrak, "Diyor ki '31 Mart seçimlerinde aldığımız yüzde 44,4'lük oy bugüne kadar mahalli idareler seçimlerinde aldığımız en yüksek oydur.' Ben tavsiye ediyorum danışmanlarına bir emir versin, 2014 yılında yüzde kaç oy almış bir getirsinler kendisine. Yüzde 45,5 oy almış. Burada daha önemli bir şey var, Cumhur İttifakı olarak baktığımızda 2014'te almış oldukları oyun 10 puan altına düşmüşler." değerlendirmesinde bulundu.
'EN BÜYÜK TELAŞ İSTANBUL SEÇİMLERİ'
Öztrak, "Bu genel oranlarda benim gördüğüm AK Parti Genel Başkanını o kadar telaşlandırmıyor. En büyük telaş İstanbul seçimleri. İstanbul seçimleri için gerekirse Türkiye'yi feda etmeye hazır" dedi.
Bu seçimlerin artık tartışılacak bir yanı kalmadığını ve İstanbulluların "Benim büyükşehir belediye başkanım Ekrem İmamoğlu'dur" dediğini aktaran Öztrak, şunları kaydetti: "AK Parti'nin Genel Başkanı, Ekrem İmamoğlu'nun çıktığı sandıklardan çıkan ilçe belediye başkanlarıyla övünüyor ama Ekrem İmamoğlu'nun seçimiyle ilgili olarak 'Şaibe var' diyor. Buna kargalar bile güler. Şaibenin gerekçesi de sandık kurulları. Diğerlerinde de aynı sandık kurulları var. Hatta unutmasınlar, 24 Haziran'da kendilerinin çıktığı sandıklarda da beş aşağı beş yukarı aynı sandık kurulları var. Artık yeter, YSK hakimleri üzerinde bu kurdukları ağır baskıdan vazgeçsinler, gölge etmesinler. YSK hakimlerini bir hukuk cinayetine zorlamaktan vazgeçsinler. YSK'nin tek bir pusulası vardır, o da hukuktur. Pusulanın doğruyu göstereceğine yargıçların hukuk cinayetlerine ortak olmayacaklarına inanmak istiyoruz. Bu seçim işini artık kaşımaktan, mızıkçılık yapmaktan vazgeçin. Artık, herkes işine gücüne baksın. Türkiye tarihinin en derin krizi yaşıyor ama bugün Erdoğan'ın bakın yaptığı konuşmada ekonomiye dair tek bir sözcük yok. Oysa üretim bitmiş. 8,3 milyon işsizle tüm zamanların rekorlarını kırmışız, döviz rezervlerini yemişler bitirmişler, dolar 6 liraya dayanmış onlar ise belirsizlik üzerine belirsizlik ekliyorlar. Bunlar milletten koptu, millete dürbünün tersiyle bakıyorlar. Milletin sesini duymuyorlar. İşleri güçleri 'Seçim sonuçlarını beğenmedik' deyip mızıkçılık yapmak. Artık mızıkçılığı bırakın, bu ülkenin gerçek gündemine dönün."
