Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında kabul edilen uluslararası ‘İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasını çekme tartışmalarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop'un açıklamasını paylaşan gazeteci Hilal Kaplan, 'uygulamadan çok içeriğe itiraz olduğunu' söyledi.
Sözleşmeden çıkmayı zorunlu kılan bir durum olmadığını belirten Şentop'un “İstanbul Sözleşmesi'nin kadına karşı şiddetle mücadeleye katkısı olmuştur" ifadelerini değerlendiren Kaplan, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
"Uygulamadan çok içeriğe itiraz var. Meclis Başkanımız Mustafa Şentop'un bunu görememiş olması üzücü 'Cinsel yönelim' ibaresi geçen metnin altında devletimin imzası olmamalı Sözleşmenin getirdiği olumlu uygulamaları bırakmadan, kendi yasamızı yapabiliriz. Meclis bunun için var."
Uygulamadan çok içeriğe itiraz var. Meclis Başkanımız @MustafaSentop’un bunu görememiş olması üzücü
— Hilâl Kaplan (@hilal_kaplan) August 7, 2020
“Cinsel yönelim” ibaresi geçen metnin altında devletimin imzası olmamalı
Sözleşmenin getirdiği olumlu uygulamaları bırakmadan, kendi yasamızı yapabiliriz. Meclis bunun için var. https://t.co/LyyZ0CNfkA
Şentop'un İstanbul Sözleşmesi açıklaması
İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına dair değerlendirmelerini paylaşan TBMM Başkanı Şentop, "Sözleşmeden çıkmayı zorunlu kılan bir durum olduğu kanaatinde değilim" demiş ve şu ifadeleri kullanmıştı:
"Yaklaşık 17-18 yıllık AK Parti döneminde kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik birçok adım atılmıştır. Bu İstanbul Sözleşmesi'ne bağlı bir husus değil. İstanbul Sözleşmesinin de bu konuda katkıları olduğunu düşünüyorum. İtiraz edilenin aksine yönler olduğu taktirde bunların kanunla ilgili, mevzuatlar üzerinden değerlendirilebileceği kanaatindeyim. Sözleşme ile ilgili tereddüt hasıl olan hususlar varsa uygulama ile ilgili bu hususların açıklığa kavuşturulması bakımından tekrar değerlendirilmesine yönelik başvuru imkanları var. Bu sağlanabilir. Bu anlamda sözleşmeden çıkmayı zorunlu kılacak bir tabloyu da bu anlamda anlatmaya çalıştığım çerçeve içinde zorunlu kılan bir durum olduğu kanaatinde değilim. Şahsi kanaatim akademisyen olarak budur."
