‘Kürtler, Suriye’de Ruslarla işbirliğine açıklar’

ABD’nin talebiyle kurulan Kürt-Arap ittifakını değerlendiren gazeteci, yazar Alptekin Dursunoğlu, Rusya’nın sürecin başından beri Kürt güçleriyle temasta olduğunu anımsattı ve ABD’nin Türkiye’nin baskısıyla işbirliğinden vazgeçmesinin Suriye’den de vazgeçmek anlamına geleceğini söyledi.

Gazeteci, yazar Alptekin Dursunoğlu, ABD’nin başarısızlığa uğrayan eğit-donat projesi yerine, silahlı Kürt ve Arap grupların oluşturduğu Demokratik Suriye Birlikleri’ni kurmasının Rusya’ya karşı bir hamle olduğunu söyledi. ABD’nin, Suriye’den tasfiye edileceğini düşündüğü için harekete geçtiğini belirten Dursunoğlu, “Rusya çok net, açık ve uluslararası hukuka  uygun küresel bir terörle mücadele programı öngördü. Rusya’nın çağırdığı şey, aslında bir bakıma Amerika’nın Irak’ta zaten yapmış olduğu bir terörle mücadele biçimiydi. Amerika’nın uluslararası koalisyonunun Irak’taki meşruiyet gerekçesi Bağdat ile koordinasyon. Şimdi aynı şey, tıpatıp, Rusya’nın Suriye’deki konumu için söz konusu. Rusya,  Şam ile koordineli bir şekilde, Şam’ın talebiyle Suriye’ye geldi. Havadan müdahalede bulunan Rusya’nın karadaki müttefik gücü de Suriye ordusu. Ancak ABD, Irak’ta yaptığının aksine, Suriye’de Şam’la işbirliği yapmadığı için, aslında  uluslararası koalisyonunun varlığı da, uluslararası yasalar bakımından gayrimeşru.  ABD, Rusya’nın etkin bir şekilde müdahalesinin ardından, Suriye’de sahneden tamamıyla tasfiye edilebileceğini öngörüyor” dedi.

‘RUSYA KÜRTLERİ ÇAĞIRMIŞ, ABD REDDETMİŞTİ’

Dursunoğlu, Demokratik Suriye Birlikleri’nin sonuç verip vermeyeceği konusunda şunları söyledi:

“Kürt güçleri, Rusya’nın dışladığı güçler değil. Ruslar, Kürtlerle koordinasyon içerisinde, hatta ve hatta şunu söyleyebiliriz ki; Rusya, ABD’den çok çok daha önce bu gerçeği gördü. Rusya’nın Suriye Ulusal Koalisyonu dışındaki muhalif grupları da Cenevre’ye çağırma önerisine ABD karşı çıktı. ABD, sadece İstanbul merkezli bu Ulusal Koalisyonun Cenevre — 2’ye katılmasını şart koştu ve nitekim sadece onlar katıldı. Hâlbuki Moskova öteden beri, hem Ulusal Koalisyon ile hem de Ulusal Koalisyon dışındaki Suriye iç muhalefetiyle, mesela Ulusal Koordinasyon Kurulu ki onların bileşenlerinden birisi de PYD’dir, koordinasyon halinde. Moskova’da defalarca müzakere yaptılar. Şimdi o açıdan ABD’nin umut bağladığı Demokratik Suriye Ordusu, ki bunun belkemiğini de Kürtler oluşturuyor, her ne kadar Rusya’ya karşı sahada bir alternatif hamle olarak gözükse bile, Kürtlerin ABD’nin sepetinde, ABD’nin askeri olarak hareket edeceğinin hiçbir garantisi yok” dedi.

KÜRTLER, YUMURTALARINI BİR SEPETE KOYMAK İSTEMİYOR’

ABD’nin talebiyle kurulan birlik için “Kürtler yumurtalarını tek bir sepete koymak istemiyorlar” ifadelerini kullanan Dursunoğlu “Şu an onlar için müttefik çeşitliliği çok önemli. Birincisi, Türkiye’nin uluslararası alanda da PYD’yi ve YPG’yi terör örgütü olarak gösterme çabası var. Dolaysıyla Kürtlerin ABD ile koordinasyonu, Türkiye’nin bu çabalarını etkisiz bırakmak açısından önemli. ABD’nin havadan 50 ton silah naklettiğine dair haberler söz konusuydu. Kürtler çok ciddi bir şekilde sahada ellerini güçlendirecek silaha  kavuştular. Ancak bu, Kürtlerin sadece ABD’nin hedefleri doğrultusunda savaşacak bir güç olacağı anlamına gelmiyor. Kürtler, Ruslarla da işbirliğine açıklar. Açık olduklarını da somut bir şekilde gösteriyorlar, örneğin Salih Müslim defalarca Moskova’ya gitti ve yakın zamanlarda Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ile görüştü” diye konuştu.

‘ABD'NİN GARANTÖRLÜĞÜ TÜRKİYE’NİN SESİNİ KISACAK’

Cerablus’un alınması durumunda fiili olarak birleştirilmiş olan Kobane ve Cezire’ye Afrin kantonunun da ekleneceğine ve üç parça halinde bulunan Rojava’nın tamamen birleşeceğine dikkat çeken Dursunoğlu, ABD’nin garantörlüğünde harekete geçilmesinin, bir anlamda Türkiye’nin de sesini kısacağını belirtti.

Uluslararası Af Örgütü’nün, Suriye’deki Kürt güçlerinin savaş suçuna varan eylemlerde bulunduklarına ilişkin raporu hakkında da değerlendirmede bulunan Dursunoğlu, Kürtlerin üç kantonu birleştirebilmesi için o bölgelerdeki Kürt dışı unsurların tasfiye edilmesi gerektiğini, ancak sahada bulunmadan net bir yorum yapmanın zor olduğunu kaydetti.

‘ABD, SURİYE'YE ŞAM'IN İZNİYLE GİTMEDİ’

Dursunoğlu, Kürt güçleriyle işbirliği yapılmasından Türkiye’nin duyduğu rahatsızlığın, ABD’yi projesinden vazgeçirip geçirmeyeceği sorusunu şöyle yanıtladı:

“Pek sanmıyorum çünkü ABD’nin ılımlı muhalif yetiştirme, eğitme, donatma projesinin başarısız olmasından sonra sahada tutunabileceği hiçbir müttefiki yok. Türkiye önemli bir müttefiktir ancak, ABD gerçekten Suriye’de şu ya da bu şekilde var olmak istiyorsa, mutlaka bir kara müttefikine ihtiyaç duyuyor. Rusya açısından böyle bir sorun yok. Rusya’nın karada müttefikleri var. Suriye ordusu var. Şam’ın izniyle Suriye’de olan Rusya, Kürtlerle de işbirliğine açık olduğunu zaten söylüyor. ABD ise bunların hiçbirisine sahip değil. Şam’ın izniyle Suriye’de değil. Ayrıca orada bulunmasını uluslararası açıdan meşru kılacak bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı da yok. Peki sahada da hiçbir müttefiki yoksa ABD’nin oradaki varlık sebebi nedir?  Washington’un buna verebileceği hiçbir cevap yok. ABD, Türkiye ile ilişkilerinin Kürtlerden dolayı bozulmaması gerektiğine karar verirse vazgeçebilir ama bu vazgeçiş aynı zamanda Suriye’den de vazgeçiş gibi bir anlam taşıyacaktır.”