ABD Başkanı Donald Trump Hindistan'daki dini özgürlükleri ve Başbakan Narendra Modi'nin liderliğini övgülere boğarken, pazar günü Yeni Delhi'de 'Müslüman karşıtı' diye nitelenen yeni vatandaşlık yasasını protesto edenlerle savunanlar arasında çatışmalar yaşanıyordu.
BBC News - Donald Trump in India: Ten killed in Delhi violence during visithttps://t.co/oU2vZU6Dvj
— Belinda (@bellaella7) February 25, 2020
Dün çatışmaların üçüncü gecesinin yaşanması ve Müslümanların evleriyle işyerlerinin saldırıya uğramasının ardından, BBC, 23 kişinin öldüğü, en az 189 kişinin yaralandığı haberini geçti.
Trump praises India’s religious freedom while Muslim-Hindu violence erupts https://t.co/h07mF4lPH2
— Vox (@voxdotcom) February 25, 2020
Sosyal medyada paylaşılan tanıklıklar, fotoğraflar ve videolara göre demir sopalı, taşlı, silahlı Hindu çetelerin aralarında gazetecilerin de olduğu silahsız kişilere saldırdığını duyuran BBC, diğer yandan isimlere bakarak ölenlerle yaralananlar arasında hem Hinduların hem de Müslümanların bulunduğu sonucunu çıkardı.
BBC reporters at the hospital say they saw people with all sorts of injuries, including bullet wounds, scrambling for treatment. They say the hospital seemed "overwhelmed", and many of the injured were "too scared to go back home".https://t.co/cIThs6NLnq
— BBC News India (@BBCIndia) February 26, 2020
Dünden beri şiddetin en yoğun olduğu bölgelere girişe çok sıkı kısıtlama getirilip sokaklarda polis ve milis güçler devriye gezerken, pek çok Müslüman ailenin çatışma bölgelerini terk ettiği gözlendi.
Delhi Yüksek Mahkemesi 'yeni bir 1984'ün yaşanmasına izin vermeyeceklerine' dair açıklama yaptı.
1984'te Delhi'deki Sihlere saldırıldığını ve içlerinden 3 binden fazlasının öldürüldüğünü hatırlatan BBC, son vakanın da başkentte on yıllardır görülen en öldürücü şiddet olayı olduğunu kaydetti.
Hindu milliyetçisi Narendra Modi ise şiddetin patlamasından üç gün sonra sükunet çağrısı yaptı.
Bugün Twitter'dan açıklama yapan Hindistan Başbakanı, "Ulusal karakterimizin temelinde barış ve uyum yatar. Delhi'deki kardeşlerimi, barış ve kardeşliği her daim korumaya çağırıyorum" dedi.
Modi, durumu yakından takip ettiğini ve polisin hayatı normale döndürmek için çalıştığını söyledi.
Muhalefet, güvenlik güçlerinin müdahalesinin çatışmaların kontrol altına alınmasına yetmemesiyle ilgili hükümeti suçladı.
Muhalefetteki Kongre partisinin lideri Sonia Gandhi, İçişleri Bakanı Amit Şah'ın istifasını istedi.
Çatışmaların sebebi olan Vatandaşlık Değişiklik Yasası, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan komşu ülkelerin Müslüman olmayan vatandaşlarının Hindistan'da göçmenken vatandaşlığa geçmelerini kolaylaştırıyor. Müslümanlara vatandaşlık yolunu kapadığı için Müslüman karşıtı bulunan yasa, Hindistan'ın laik anayasasına aykırı olmakla da eleştiriliyor.
Modi'nin Bharatiya Janata Partisi (BJP) ise Hindistan'ın nüfusu 180 milyonu geçen Müslümanlarına karşı politikalar yürüttüğü suçlamalarını reddediyor. Ancak Delhi'de Müslüman protestoculara saldırılması için Hinduları sosyal medyada örgütleyen Kapil Mişra, BJP'nin yerel bir lideri.
Bu manzaraya rağmen Trump, eyalet başbakanlığı sicilinde Müslüman katliamı bulunan Modi'yi dinsel özgürlükler şampiyonu ilan etti. Oysa ABD Uluslararası Dinsel Özgürlükler Komisyonu, Hindistan hükümetine, çetelere dur demesi ve dini azınlıklarla diğer hedef alınanları koruması çağrısı yaptı.
Yet another excellent meeting and talks with my friend @realDonaldTrump.
— Narendra Modi (@narendramodi) February 25, 2020
Relations between India and USA are not merely ties between two governments. Ours is a friendship that is people-driven and people centric.
Our nations are cooperating extensively, which is a great sign. pic.twitter.com/VPA8jdhAtI