Kremlin: Ukrayna’nın yükümlülüklerini hızlıca yerine getirmeye hazır olduğuna dair bir şey duymadık

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Kiev ziyaretinin sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Kremlin Sözcüsü Peskov, Rus yetkililerin Ukrayna’nın yükümlülüklerini hızlıca yerine getirmeye hazır olduğuna dair bir açıklama duymadıklarını belirtti.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Moskova’da Rusya lideri Vladimir Putin ile yaptığı görüşmeden sonra geçtiği Kiev’deki temasların sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Peskov, Macron’un Ukrayna ziyareti sonrasında, örneğin Minsk anlaşmaları konusunda olumlu sinyaller olduğunu, fakat Moskova’nın Kiev'in uzun zaman önce yapması gerekeni yapmaya hazır olduğuna dair bir açıklama duymadığını belirtti.

“Basın toplantısında söylenenlere göre, Ukrayna'da çözümün sadece Minsk Anlaşmalarının uygulanmasına dayanabileceğine dair olumlu sinyaller vardı, ki bu doğru. Ve bu bir artı” diyen Peskov, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak diğer yandan Başkan (Vladimir) Zelenskiy'den, Kiev'in uzun zaman önce yapması gerekeni hızlı bir şekilde yapmaya hazır olduğuna dair herhangi bir açıklama duymadık. Bu nedenle, olumlu sinyaller de var, daha az olumlu olanları da var.”

Rus ve Fransız liderlerin Moskova’daki görüşmede, Macron’un Zelenskiy, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve diğer meslektaşları ile görüştükten sonra Putin’e telefon açıp iki başkanın notlarını karşılaştırma konusunda anlaştıklarını hatırlatan Peskov, “Putin ve Macron henüz telefon görüşmesi yapmadı. Beklemeye devam edelim, başkanlar görüşecek ve tablo daha net hale gelecek" dedi.

‘Rusya-Belarus tatbikatı, İki ülkenin güvenliğine yönelik benzeri görülmemiş tehditler açısından gerekli’

Kremlin Sözcüsü, Rusya ve Belarus’un benzeri görülmemiş tehditlerle karşı karşıya kaldıklarını, bu nedenle iki ülkenin gerçekleştirdiği ortak tatbikatın önemli olduğunu söyledi. Rusya ile Belarus’un yaptıkları ortak tatbikatın NATO tarafından giderek artan tehditlere bağlı önemli bir ulusal güvenlik konusu olup olmadığı sorusu üzerine Peskov, “Evet, böyle de denebilir, zira hem Rusya, hem de Belarus, şu anda doğası ve yoğunluğu ne yazık ki eskiye göre çok daha yüksek ve çok daha tehlikeli olan benzeri görülmemiş tehditlerle karşı karşıya” yanıtını verdi.

Yürütülen tatbikatın Moskova ve Minsk'in ortaklaşa düzenlediği ilk tatbikat olmadığını dile getiren Peskov, “Gerçek şu ki bu tür tatbikatlar Belarus’ta düzenli olarak yapılıyor. Ölçekleri eskisinden daha büyük olabilir, fakat durum da çok daha gergin” diye konuştu.

Tatbikatın ‘Soğuk Savaş’ döneminden bu yana eski Sovyetler Birliği topraklarında yapılan en büyük tatbikat olup olmadığı sorusunu askerlere yöneltilmesi gerektiğine dikkat çeken Sözcü, “Ne kadar büyük olduğunun değerlendirmesini askerler yapmalı ve bit takım karşılaştıracak özellikler sunmalı. Açıkçası, evet, bu ortak tatbikat oldukça ciddi. Evet, bu doğru” vurgusunu yaptı.

Peskov ayrıca, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tatbikatı izlemeyi planlayıp planlamadığı sorusunu, “Hayır, başkanın planlarında böyle bir şey yok” diye yanıtladı.

‘Ulusal kalkınma programları, Avrupa'daki gerilimlerin yarattığı riskler koşullarında Rus ekonomisinin gelişmesini sağlayacak’

Rusya’nın ulusal kalkınma programlarının Avrupa’daki gerilime bağlı olarak oluşan ekonomik riskler koşullarında Rus ekonomisinin gelişme hızını korumaya adanmış olduğuna dikkat çeken Peskov, Batı ülkelerinden Rusya’ya yönelik yaptırımlar konusunda çelişkili açıklamalar geldiğini ve bunun belli bir öngörülemezlik yarattığını vurguladı.

Kremlin’in gerilimin tırmandırılmasına bağlı ekonomik riskler görüp görmediği sorusu yöneltilen Peskov, “Bu riskler, herkesin karşı karşıya geldiği ekonomik risklerdir. Zira bu gerilim hem piyasalarda hem de borsalarda ruh hallerine yansıyor. Artan oynaklık, başa çıkmak zorunda kaldığımız gerilimlerin istenmeyen bir yoldaşıdır” diye konuştu.

Analistlerin Rus ekonomisinin uzun vadeli büyümesinin önemli öcüde yavaşlaması yönünde yaptıkları açıklamalara dikkat çeken gazeteciler, böyle bir senaryonun önlenmesi için ne gibi özel önlemlerin alınabileceğini sordu.

Kremlin Sözcüsü, “Bu durumda bir dizi kalkınma programı, uygulanmakta olan Ulusal Kalkınma Planları, her şeye rağmen gerekli kalkınma hızını sürdürmemizi sağlamayı amaçlayan önlemlerdir” diye yanıtladı.

‘Rusya’da otoriter rejim olduğunu söyleyen Borrell ile aynı fikirde değiliz, Rusya'nın kendi siyasi sistemi var’

Rusya’yı ve Çin’i otoriter devletler olarak tanımlayan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in açıklamalarına katılmadığını söyleyen Peskov, AB'nin diğer ülkelerin siyasi sistemleri hakkında bu tür tanımlamaları yapma hakkının olmadığını kaydetti.

Borrell’in Putin ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in 4 Şubat’ta yayınladıkları ortak bildirinin ‘iki otoriter rejim arasında güçlü bir ittifakın oluşmasına neden olabileceği’ şeklindeki açıklaması sorulan Peskov, “Öncelikle otoriter rejimlerin söz konusu olduğu değerlendirmesine kesinlikle katılmıyoruz” dedi ve devam etti: “Avrupa Birliği'nin Rusya Federasyonu veya Çin Halk Cumhuriyeti hakkında bu tür değerlendirmeler yapmaya hakkı olduğunu düşünmüyoruz.”

Rusya ve Çin’in ‘kendi siyasi sistemleri ve kendi devlet yapıları olan büyük egemen ülkeler’ olduğuna dikkat çeken Peskov, “Diğer devletlerin yapılarına saygı duyuyoruz, içişlerine karışmıyoruz ve aynı saygıyı bizim de hak ettiğimizi düşünüyoruz. Bu tür açıklamalar böyle bir mantığa sığmaz” vurgusunu yaptı.