"ABD'yle temaslarımızı koruyoruz. Fakat ne zaman bir anlaşmaya varsak ABD bu anlaşmalardan vazgeçiyor. Eylülde de aralıkta da böyle oldu. Amerikalılar çok daha önce militanları Halep'in doğusundan çıkarabilirdi. Bunun için üç günlerini ayırsalar bir anlaşmaya varabilirlerdi" diyen Lavrov, bu durumun 'ABD'nin, El Nusra'yı (El Kaide'den ayrıldıktan sonraki adıyla Fetih el Şam) mümkün olan her şekilde korumak istemesi' ile açıklanabileceğini belirtti.
Lavrov, "Ama militanlar şimdi Halep'ten çıkıyor. Pek çoğu orada kalmanın bir yararı olmayacağını anladı. Siviller de (Halep'ten) çıkıyor. Fakat kimse onları kovalamıyor, yalnızca gitmek isteyenler gidiyor" diye de ekledi.
Rusya'nın, Suriye'de El Nusra ve IŞİD haricindeki tüm silahlı gruplarla 'konuştuğunu' da kaydeden Lavrov, "(Suriye'de) sahadaki durumu gerçekten kontrol edenlerle çalışmaya başladık. IŞİD ve El Nusra haricinde tüm silahlı gruplarla konuşuyoruz. Türk meslektaşlarımız da dahil olmak üzere bölge ülkeleriyle de konuşuyoruz" dedi.
ABD'li yetkililerle gerçekleştirdikleri görüşmeleri ise 'verimsiz buluşmalar' olarak niteleyen Lavrov, Ankara ile yaptıkları görüşmelerin Washington ile yaptıkları 'verimsiz buluşmalardan' daha etkili olabileceğinin altını çizdi.
Lavrov, şöyle devam etti: "Suriye'dekinin aksine, Irak, Libya ya da Yemen'de hiç kimse, müzakere masasına oturulmadan önce askeri eylemlerin derhal sonlandırılmasını ve yaklaşık iki hafta sessizlik rejimi uygulanmasını talep etmiyor. Ama Suriye'de bunu talep ediyorlar. Bunun talep edilmesi, militanların dinlenmesi güçlenmesi ve yeni silahlar edinmesine yardımcı olmaya yönelik."
Halep'teki son durumu da değerlendiren Lavrov, burada iki-üç gün içerisinde çözüme ulaşacağını umduğunu belirtti.
Öte yandan Lavrov, "ABD'li yetkililer ve uluslararası kuruluşlar, (sivilleri Halep'ten tahliye etmenin) kötü bir fikir olduğunu, Rusların sivilleri Halep'ten zorla çıkardığını şeklinde açıklamalar yapıyor. Kimse kimseyi buna zorlamıyor. Yalnızca ayrılmak isteyenler ayrılıyor" ifadelerini de kullandı.