Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği’ne uzun yıllardır hukuk danışmanlığı yapan, İsveç, Norveç ve Hollanda büyükelçiliklerine de danışmanlık sunan, bu ülkelere iltica başvurusu yapan kişilerle ilgili Türkiye’de bir soruşturmanın açılıp açılmadığı konusunda araştırma yaptıktan sonra topladığı bilgileri rapor halinde elçiliklere sunan bir Türk avukatın 17 Eylül’de 'casusluk' suçlamasıyla gözaltına alınması sonrası, Alman hükümetinden açıklama geldi.
Almanya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'de güvenilir ilan ettiği ve hizmet aldığı avukatlarla işbirliğini durdurduğunu açıkladı.
Dışişleri Sözcüsü, basına kimliği 'Yılmaz S.' olarak yansıyan Türk avukatın Türkiye'de tutuklanmasının ardından tecrit hücresine konulduğunu, Türkiye vatandaşı olduğu için Alman elçilik yetkililerinin erişim sağlayamadığını duyurdu.
Durch die Festnahme eines Anwalts der deutschen Botschaft in Ankara könnten Akten von 43 Asylbewerbern in die Hände der türkischen Behörden geraten sein. Das soll nun in den Asylverfahren berücksichtigt werden. #Türkei #Asyl https://t.co/42tEf0l37G
— ZEIT ONLINE Politik (@zeitonline_pol) November 25, 2019
'Yaygın ve iyi yürüyen bir uygulama'
Sözcü "İltica başvurusu yapanlar hakkında bilgi toplamak için yerel avukatlarla işbirliği yapmak, pek çok ülkede iyi yürüyen bir süreç. Türkiye'de ise Dışişleri Bakanlığı artık böyle avukatlarla birlikte çalışmıyor" dedi.
Tutuklamanın ardından da Alman Dışişleri'nden her ülkede güvenilir avukatlarla işbirliğinin 'uluslararası bir gelenek ve kendi bakış açılarından şüphe götürmez şekilde kabul edilebilir destek ve aynı zamanda Avrupa çapında yaygın bir uygulama' olduğuna dair açıklama gelmişti. Açıklamada avukatın tutuklanması 'akıl almaz' diye nitelenmişti. Büyükelçi Martin Erdmann, 20 Kasım'daki açıklamasında, “Bu tutuklama anlaşılabilir değil. İsnat edilen suçların açıklığa kavuşturulması için yoğun girişimde bulunuyoruz" demişti.
Avukatın baktığı 43 iltica dosyasının akıbeti ne olacak ?
Die Zeit'ın Alman Dışişleri açıklamasıyla ilgili haberinde, avukatın tutuklanmasının Almanya'ya iltica başvurusunda bulunmuş 43 kişinin dosyalarının Türk yetkililerin ve MİT'in eline geçmesine yol açmış olabileceği belirtildi.
Alman İçişleri Bakanlığı'nın sözkonusu 43 kişinin iltica başvuruları değerlendirilirken bu durumun dikkate alınacağını söylediği kaydedildi.
Ancak bakanlık sözcüsü, hepsinde toptan koruma statüsü verilemeyeceğini, her başvurunun tek tek inceleceğini dile getirdi.
'Alman yetkililerde sığınmacıların bilgilerinin Türkiye’nin eline geçtiği endişesi'
Daha önce NDR ve WDR televizyon kanallarıyla, Der Spiegel dergisi, Yılmaz S. adlı avukatın yüzlerce dosyasına el konulduğunu yazmıştı.
Der Spiegel, Alman yetkililerin ‘sığınmacıların bilgileri Türkiye’nin eline geçti’ endişesini taşıdığını aktarmıştı.
Erdmann yerel avukatlarla işbirliğini şöyle izah etmişti:
"Hukuk danışmaları, Ankara Büyükelçiliğimiz için olduğu gibi tüm yurtdışı temsilciliklerimiz için bulunduğumuz ülkenin mevzuatına ilişkin konuları açıklığa kavuşturmak ve daha iyi değerlendirebilmek için önemli muhataplarımızdır. Avukatlar ve diplomatik temsilcilikler arasındaki işbirliği tüm Avrupa'da, dış temsilciliklerin görevlerini Viyana Anlaşması'nın hükümlerine uyumlu şekilde yerine getirmelerini sağlayan, olağan bir uygulamadır. Hukuk danışmanımız Büyükelçiliğimize, uluslararası düzeyde olağan ve kanaatimizce yasak olmadığı tartışmasız olan bir destek sağlamıştır. Bu tür bir işbirliğinin engellenmeden mümkün olması gereklidir."
Eski CHP milletvekili, avukat Hüseyin Aygün, avukat Ertuğrul Cem Cihan ile birlikte Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde avukat Yılmaz S. ile görüşme gerçekleştirmesinin ardından, konuyla ilgili köşe yazısı kaleme almıştı.
Bir avukatlık hikâyesihttps://t.co/Ajw73VLlfL
— BirGün Gazetesi (@BirGun_Gazetesi) November 25, 2019
Hüseyin Aygün yazdı pic.twitter.com/QfCs9xnTzt