Borrell, video konferans yoluyla düzenlenen gayriresmi AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Toplantının bir gündem maddesinin Afganistan olduğunu aktaran Borrell, Ramazan Bayramı boyunca tarafların ilan ettiği ateşkesin yeterli olmadığına dikkati çekti.
Afgan halkının kalıcı bir ateşkese ihtiyacı olduğunu ve AB'nin kasımda Afganistan'a ilişkin bir donör konferansına öncülük edeceğini bildiren Borrell, "Afganistan'a gelecekte yapacağımız maddi ve siyasi katkılar, tarafların barışa olan bağlılığıyla bağlantılı olacak" ifadesini kullandı.
Borrell, ülkede şiddetin devam ettiğini vurgulayarak, acil ateşkes çağrısının altını çizdi.
Taliban'a ‘şiddete son verme’ çağrısı
Diğer taraftan AB Konseyi tarafından kabul edilen sonuç bildirgesinde, Afganistan'da barış ve ateşkes çağrısı yinelendi.
Bildirgede, AB'nin insani yardım, sağlık personeli ve altyapılara düzenlenen saldırıları kınadığı vurgulanırken, Taliban'a "şiddete son verme" çağrısı yapıldı.
Toplantının ana gündem maddesinin Çin'in yeni güvenlik yasası olduğuna dikkati çeken Borrell, AB'nin Pekin yönetimiyle ilişkilerinin çok taraflı olduğunun altını çizdi.
'Çin hem müttefikimiz hem de rakibimiz'
Borrell, "Çin hem müttefikimiz hem de rakibimiz" değerlendirmesinde bulunarak, taraflar arasındaki ortaklığın küresel sınamalarla mücadele etmek için önemli olduğuna işaret etti.
AB'nin Çin'e yönelik ilişkisini geniş bir yelpazede ele almak zorunda olduğuna işaret eden Borrell, "Politikamızı belirlerken kendi ilkelerimiz ve çıkarlarımızı ön planda tutmak durumundayız" açıklamasında bulundu.
Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde uygulamak için kabul ettiği Ulusal Güvenlik Yasası'nın "Bir Ülke, İki sistem" ilkesine zarar verdiğini belirten Borrell, Çin ile "açık ve dürüst" bir diyalog sürdüreceklerini, mevcut gelişmelerin karşılıklı güven duygusunu zedelediğini ifade etti.
Borrell, "Çin'e yönelik yaptırımlar gündemimizde değil. Çin'le sorunlarımızı yaptırımlar vasıtasıyla çözebileceğimizi düşünmüyorum. Diyaloğu sürdüreceğiz, baskı uygulamaya devam edeceğiz ve atacağımız adımlar orantılı olacak" değerlendirmesinde bulundu.
Çin'le planlanan yaptırımların da mevcut gelişmelerden etkilenmeyeceğini ifade eden Borrell, üye ülkelerin resmi bir açıklamaya imza attığını, herkesin yeni yasayla ilgili görüşlerinin mutabık olduğunu belirtti.
AB üyesi 27 ülkenin adına yapılan yazılı açıklamada ise Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde uygulamak için kabul ettiği Ulusal Güvenlik Yasası'nın, Pekin'in uluslararası yükümlülükleriyle uyumlu olmadığına dikkat çekildi.
Açıklamada, bu yasanın Çin'in genel anlamda uluslararası yükümlülüklerini yerine getirip getirmeyeceği konusunu gündeme getirdiği belirtilirken, konunun Çinli yetkililerle yürütülen irtibatlarda görüşüleceği kaydedildi.
Ulusal Güvenlik Yasası, Çin merkezi hükümetini yıkma, isyana teşvik, vatana ihanet, terör ile ulusal güvenliği tehlikeye atan fiil ve etkinliklerin yasaklanmasını içeriyor. Yasa, Hong Kong yerel meclisinin onayı gerekmeksizin yürürlüğe girecek.
Çin medyasınca "Hong Kong’un vatan hainleri" olarak yansıtılan muhalif gazeteciler, iş adamları ve aktivistlerin, ulusal güvenlik gerekçesiyle yargılanmalarının önünü açan yasaya, Hong Kong'daki muhalifler ve Batılı ülkeler karşı çıkıyor.
